5. Ceza Dairesi 2015/12468 E. , 2018/2185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın 241. maddesinde atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde yer aldığı, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu gözetildiğinde;
UYAP kayıtlarına göre, sanık hakkında 26/05/2008 tarihli iddianameyle açılan kamu davasında, birden çok müştekiye yönelik 2008 yılı ve öncesinde işlediği iddia edilen tefecilik suçundan Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/02/2011 gün ve 2008/291 Esas, 2011/77 sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verildiği, temyize konu iş bu dosyadaki suç tarihinin 2005 ve 2006 yılı, iddianame tarihinin ise 29/07/2008 olması karşısında dosyalar arasında sanık yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, sanığın eylemlerinin bütün olarak zincirleme tefecilik suçunu oluşturabileceği gözetilip bahsi geçen Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/291 Esas sayılı dosyasının getirtilerek incelenmesi, mümkünse her iki dosyanın birleştirilmesi, bunun mümkün olmaması durumunda ise temyiz incelemesi sonrası kesinleşmiş karara konu dosyanın onaylı suretinin eklenmesi ile iddianame tarihlerine göre hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden ve sanık hakkında zincirleme suç veya mahsup hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı da belirlenmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a-)Sanığın her iki katılana da faiz karşılığı para verdiği kabul edilmesine rağmen hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
b-)5237 sayılı TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca sadece hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesinin kabul edildiği, hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte hükmolunan adli para cezasının ertelenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin infazda da tereddüt oluşturacak şekilde erteleme kararı verilmesi,
c-)Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.