5. Ceza Dairesi 2018/12013 E. , 2019/1415 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KATILANLAR : ..., ...
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Görevi kötüye kullanma suçunun 5237 sayılı TCK"nın 257/1. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince 12 yıllık asli ve ilaveli dava zamanaşımına tabi olduğu, 4483 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme olurunun verildiği 25/05/2007 ile soruşturma izninin kesinleştiği 07/11/2007 tarihleri arasında zamanaşımının durduğu, durma süreleri eklense dahi belediye meclis kararının son alındığı 02/06/2006 olan suç tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkında açılan kamu davalarının aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
2-Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise;
.../...
-2-
Belediye meclis kararlarının sanık tarafından uygulamasının sürdürüldüğü Haziran 2007"nin suç tarihi olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Sanığın yüklenen suçu bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda birden fazla kez işlediği kabul edildiği halde, hakkında TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması ile yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlemesine ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesine rağmen aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine karar verilmesi,
Suçu birlikte işleyen sanıkların kendisini vekille temsil ettiren katılan yararına hükmolunacak vekalet ücretinden "eşit" olarak sorumlu tutulmaları yerine, "müteselsilen" tahsiline hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, hüküm fıkrasının 6 no"lu bendinde yer alan “...ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine,” biçimindeki ibarenin hüküm fıkrasından çıkartılması, hüküm fıkrasının katılan lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin 9 no"lu bendinde yer alan "müteselsilen" ibaresinin diğer sanıklar hakkındaki davaların temyiz incelemesi sırasında zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiş olması ve karşı temyiz bulunmaması da nazara alınarak "sanığın payı oranında" şeklinde değiştirilmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.