5. Ceza Dairesi 2020/3248 E. , 2021/666 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet alma ve rüşvet verme, icbar suretiyle irtikap
HÜKÜM : a)Sanık ... hakkında ... ve rüşvet alma isnatları yönünden beraat, b)Sanık ... hakkında ... ve ..."den rüşvet alma isnatları yönünden mahkumiyet, Mehmet Kalkan"dan rüşvet alma isnadının icbar suretiyle irtikap suçuna teşebbüs olarak kabulüyle mahkumiyet,... c)Sanık ... hakkında ..."dan rüşvet alma isnadı yönünden mahkumiyet,.. d)Sanıklardan ... hakkında rüşvet verme, ... hakkında bu sanıktan rüşvet alma suçundan beraat, e)Sanıklar ..., ve ... hakkında rüşvet verme suçundan mahkumiyet,
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklar ..., ve ... müdafilerin süresinden sonra vaki ve sonuç ceza miktarı itibarıyla da koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
05/08/2017 tarihli ve 30145 mükerrer sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 291. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen ve bölge adliye mahkemeleri kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden önce verilen kararlar ile Yargıtay"dan geçen dosyalara ilişkin temyiz süresinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesine göre bir hafta olduğu gözetilmeksizin hüküm fıkrasında temyiz süresinin on beş gün olarak belirtilmesi suretiyle tarafların yanıltıldığı anlaşıldığından, yüzüne karşı verilen hükme ilişkin sanık ... müdafin 11/03/2018 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Dairemizin 11/10/2012 tarihli ve 2012/2016 Esas, 2012/10213 sayılı Kararı ile kamu davasına katılan olarak kabulüne karar verilen Hazinenin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi mahallinde ikmali olanaklı eksiklik kabul edilmiştir.
1-Sanıklardan ... hakkında ..."a yönelik rüşvet alma suçundan dönüşen icbar suretiyle irtikap suçuna teşebbüs, ... hakkında ..."dan rüşvet alma, ... ve ... hakkında rüşvet verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri ile ... hakkında ... rüşvet alma isnadı yönünden verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre mahkumiyet hükümleri bakımından yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçları işledikleri kabul edilen sanıklar ... ve ... hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanması yerine infazda tereddüt oluşturacak şekilde süre belirtilmeksizin “verilen cezanın yarısı kadar yoksun bırakılmasına” dair kararlar verilmesi,
Mahkumiyet hükümleri yönünden; kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan ... lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu cihetler yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK"nın 322. maddesi uyarınca mahkumiyetine ilişkin hüküm fıkralarına "Katılan ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 4.360,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıklardan alınarak katılan Hazineye verilmesine," ibaresinin ilave edilmesi, sanıklar ... ve ... hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin TCK"nın 53/5. maddesinin uygulanmasına ilişkin bentlerinde yer alan "cezanın yarı süresi kadar" ibarelerinin; sanık ... hakkında ..."dan rüşvet alma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden "2 yıl 1 ay süreyle", sanık ... hakkında Mehmet Kalkan"a yönelik icbar suretiyle irtikap suçuna teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden "1 yıl 15 gün süreyle" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan mahkumiyet hükümlerinin DÜZELTİLEREK, delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanıklardan ... hakkında... rüşvet aldığı isnadı yönünden verilen beraat hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle bu hükmün DOĞRUDAN ONANMASINA,
2- Sanıklardan ... hakkında rüşvet verme, ... ve ... hakkında bu sanıktan rüşvet alma suçları TCK"nın 255. maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle verilen beraat, ... hakkındaki
... ve ..."ya rüşvet verme, ... ve ... hakkındaki bu sanıktan rüşvet alma isnatları TCK"nın mülga 257/3. maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle verilen mahkumiyet, sanık ... hakkında ..."den rüşvet alma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar ..., ... ve ..."a isnat olunan eylemlerin 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 89. maddesiyle yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 255. maddesi kapsamında yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama ve bu suça iştirak niteliğinde olduğu, bu suçun Kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e maddesinde belirtilen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 23/11/2010 tarihli mahkumiyet hükmü ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği, zamanaşımını kesen başkaca bir sebebin de bulunmadığı, diğer yandan sanıklar ..., ve ..."a isnat olunan eylemlerin sübutu halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama ve bu suça azmettirme suçlarını oluşturacağı, bu maddede öngörülen cezasının üst sınırına nazaran bahse konu suçun aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirlenen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi olan 21/10/2008 ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,
3-Sanıklardan ... hakkında ..."dan rüşvet alma, ... hakkında , ..., ve rüşvet alınması eylemlerine yardım etme, ... hakkında rüşvet verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklarda hakkında kurulan hükümlere ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da benzer şekilde belirtildiği üzere, rüşvet suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun Millete ve Devlete karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, aksinin kabulü halinde hükmolunacak sonuç ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK"nın "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü, ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacağı hususları da nazara alındığında; sanıklar ... ve ..."un sübut bulan eylemlerinin kül halinde zincirleme şekilde rüşvet alma ve bu suça yardım etme olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, eylemlerinin çokluğu değerlendirilerek temel cezaların teşdiden belirlenmesi, TCK"nın 43. maddesi gereğince alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle artırım yapılıp, sanık ... hakkındaki onanarak kesinleşen cezalar mahsup edilerek, oluşması halinde bakiye fark cezaya hükmolunması yerine, eylemlerinin ayrı suç olarak kabulüyle yazılı şekilde hükümler kurulması, UYAP sisteminden temin edilen güncel nüfus kaydından sanık ..."ın hükümden sonra 09/12/2020 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, bu hususun mahallinde araştırılıp sonucuna göre 5237 sayılı TCK"nın 64 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,Kanuna aykırı, katılanlar vekillerinin ve sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sanık ... hakkındaki mahkumiyet hükmü yönünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 18/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.