4. Hukuk Dairesi 2018/301 E. , 2018/1735 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 13/08/2013 gününde verilen dilekçe ile davalı federasyonun pilates eğitmenliği talimatının ve buna dayalı verilen sertifikaların iptali ile eğitim seminerlerinin durdurulmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair verilen 03/11/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, davalı federasyonun 06/11/2012 tarihli Plates Eğitmenliği Talimatının ve bu talimata dayalı olarak verilen sertifikaların iptali ile eğitim semirlerinin durdurulması istemlerine ilişkindir. Mahkemece dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, pilatesin aerobik ve cimnastik dalının bir branşı olmadığını, daha önce pilates için antrenörlük kursları verildiğini, ancak kurs sonunda pilatesin yarışması olmadığından antrenörlük belgesi verilmesinin mümkün olmadığını, eğitmenlik belgesi verilmesi gerektiğini, davalı federasyonun görevleri arasında eğitmen yetiştirmek için kurs açmak ve belge vermek bulunmadığını ileri sürerek, davalı federasyonun 06/11/2012 tarihli Pilates Eğitmenliği Talimatının ve bu talimata dayalı olarak verilen sertifikaların usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptali ile eğitim seminerlerinin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 08/09/2015 gün ve 2014/21244 esas, 2015/12174 karar sayılı bozma ilamına uyularak, bilirkişi ek ücretinin yatırılmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-g ve 115. maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin bilirkişi incelemesi yapılması istemi üzerine oluşturulacak heyetten rapor alınması için 07/06/2016 günlü celsede verilen ara kararı ile masrafın gider avansından karşılanmasına, eksik gider avansının davacı tarafından karşılanmasına karar verildiği, bu giderin davacı tarafından karşılandığı, bilirkişilerin raporlarını ibraz ederek ek ücret isteminde bulundukları, mahkemece 20/09/2016 günlü celsede verilen ara kararı ile davacı vekiline gider avansındaki eksikliği ikmal etmek üzere iki haftalık süre verildiği, bir sonraki celsede davacı vekilinin müvekkilinin bu gideri
karşılayacak gücü olmadığını beyan etmesi üzerine, bilirkişilerin talep ettiği ek ücretin davacı tarafından yatırılmaması nedeniyle HMK’nun 114/1-g ve 115. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nda gider avansı ve delil avansı ayrı ayrı düzenlenmiştir. Kanun’un 120. maddesi, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” hükmünü içermektedir. Bu maddede öngörülen gider avansı, HMK’nun 114. maddesi uyarınca dava şartları arasında yer almaktadır. Dava şartlarının eksik olması ve tamamlanmaması durumunda ise aynı Kanunun 115. maddesi uyarınca usulden red kararı verilmesi öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 324. maddesinin başlığı ise “Delil İkamesi İçin Avans” olup, “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler” hükmü düzenlendikten sonra, ikinci fıkrasında tarafların bu yükümlülüğü yerine getirmemeleri halinde talep ettikleri delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacakları öngörülmüştür.
Görüldüğü üzere HMK’nun 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansı, HMK’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının “g” bendinde belirtilen gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olup, dava şartı niteliğinde değildir.
Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı, HMK’nun 324. maddesi düzenlemesi karşısında yoktur. Mahkemece 20/09/2016 günlü celsede verilen ara kararıyla yatırılması istenilen bilirkişi ek ücreti, gider avansı ile ilgili olmayıp, delil ikamesi avansı niteliğindedir. Ara karar uyarınca da bilirkişiden rapor alınmıştır. HMK’nun 324. maddesi gereğince bu avansın hiç yatırılmamasının veya eksik yatırılmasının hukuki sonucu, delile dayanan tarafın o delilden vazgeçmiş sayılmasıdır.
Şu halde mahkemece, açıklanan yönler ve HMK’nun 324. maddesi gözetilerek dosyada mevcut delillere göre bir hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 12/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.