4. Hukuk Dairesi 2018/3984 E. , 2019/2241 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/12/2014 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenen nakdi tazminatın ve askerlik hizmeti dolayısıyla verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın öteki sorumluya rücuu istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı idare, ..."ta unsur komutanı olarak görevli olan davalının haksız eylemi nedeniyle yaralanan dava dışı ......"a 2330 sayılı yasa gereğince ödenen tazminatın ve dava dışı ...... tarafından ... aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında, ...... Mahkemesi 2. Daire Başkanlığının 27/03/2013 tarih ve 2011/352 esas, 2013/383 karar sayılı ilamı ile verilen ve kesinleşen karar üzerine ödenen 29.734,34 TL tazminatın davalıdan rücuen tahsili isteminde bulunmuştur.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, dava konusu tazminat miktarının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporu benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup, tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur.
Dosya kapsamından; davalının, ......Mahkemesinin 2013/94 esas, 2013/525 karar sayılı ilamıyla “dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu bir kişinin yaralanmasına bir kişinin ölümüne sebebiyet vermek" suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, dolayısıyla ceza mahkemesince davalının meydana gelen olayda kusurlu kabul edildiği anlaşılmaktadır. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin mahkumiyet kararı bağlamında tespit ettiği maddi vakıalar ile bağlı ancak tayin ettiği kusur oranı ile bağlı değildir(818 sayılı BK 53).
Somut olayda; Mahkemece, davalının olayda kişisel kusurunun olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmadan hesaplanan tazminat miktarının davalıdan tazmini yönünde hüküm kurulmuştur. Hukuk hakimi,...... mahkemesince belirlenen kusur saptamasıyla bağlı değildir. Az yukarıda açıklandığı üzere, zararın doğmasına neden olduğu iddia edilen davalı yalnızca kendi kusuruna isabet eden miktardan sorumlu olduğuna göre, mahkemece, konusunda uzman olan bir bilirkişi heyetinden davacının hizmetin ifası sırasında kimsenin zarar görmemesi için gerekli tedbirleri alıp almadığı, gerekli eğitim, denetim ve kontrol görevlerini yerine getirip getirmediği hususları da değerlendirilmek suretiyle, tarafların olayın oluşumundaki etkileri ve davalının zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığı konularında rapor alınmalı, sonucu çerçevesinde kusur oranı ve rücu kapsamı belirlenmelidir. Bu itibarla, kusur incelemesi yaptırılmadan davalının tam kusurlu kabul edilerek karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, olayda, 818 sayılı BK"nun 43-44 maddeleri (6098 sayılı TBK"nın 51-52. maddeleri) gereğince hakkaniyet indirimi gerekip gerekmeyeceğinin tartışılmaması da yerinde değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.