4. Hukuk Dairesi 2019/2261 E. , 2019/4158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ...ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/03/2018 gününde verilen dilekçe ile kasten öldürme nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 01/10/2009 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kasten öldürme nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davalının, olay tarihinde müvekkillerinin desteğini av tüfeği ile ateş ederek öldürdüğünü, ceza yargılaması sonucunda davalının mahkûmiyetine karar verildiğini belirterek davacılardan eş..., çocuklar ... ve ... için destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat, diğer davacılar yönünden ise manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 141. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 294 ve devam maddelerinde mahkeme kararı ve hükmün kapsamı ve niteliği açıklanmış olup 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekliliği ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK m.298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Mahkeme kararının hüküm sonucu ile gerekçesi arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi oluşturacaktır.
Kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde olması gerekir.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece, tefhim edilen kısa kararda: "Davacı ... Temiz’in davalı aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kabulüne, Davacılar ... ile ...’nın davalı aleyhine açmış olduğu maddi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne, Davacılar ...’nın davalı aleyhine açmış oldukları manevi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne,” biçiminde hüküm kurulmuş;ancak kabul ve reddedilen miktar ayrıca ve açıkça yazılmamıştır. Bundan başka gerekçeli kararın gerekçe hükmünün dördüncü paragrafında "…davacı eş ...’nin manevi tazminat talebinin 5000TL üzerinden kısmen kabul edildiği” belirtilmiş, ancak aynı gerekçeli kararın hüküm fıkrasının yedinci bendinde ise davacı ... için 6000TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 294/3. maddesi uyarınca kısa kararın aynı kanunun 297/2. maddesinde öngörüldüğü şekilde davalıya yüklenen borçların açık ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmemesi suretiyle tesis edilmesi, ayrıca gerekçeli kararın gerekçe bölümü ile hüküm arasında çelişki meydana getirilmesi HMK’nın 298/2 maddesine aykırılık oluşturduğundan usul ve yasaya uygun olmayan kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.