4. Hukuk Dairesi 2020/1267 E. , 2020/4404 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/08/2013 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı ... Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 6183 Sayılı Kanunu"nun 79. maddesi uyarınca dava dışı ... Bey Madencilik Nakliye Pet. Teks. Gıda San Ltd. Şti nin vergi borcu nedeniyle kendisine gönderilen haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle süresinde itiraz edemediğini, dava dışı şirketin kendilerinde hak ve alacağı olmadığını beyan ederek, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı tarafa yapılan tebliğin usulüne uygun olduğunu ve itirazın süresinde olmaması nedeniyle haciz ihbarnamesinin kesinleştiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 06/05/2014 tarihli ilk kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine 17. Hukuk Dairesinin 09/05/2018 tarihli ve 2015/18582 Esas 2018/4796 Karar sayılı ilamı ile "... Tebligat Kanunu hükümleri gereğince davacı çalışanı ...’ın tebligat almaya yetkili şahıs olup olmadığı yönünde araştırma yapılarak, tebligat almaya yetkili şahıs olduğunun tespit edilmesi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, haciz ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hususunda araştırma yapılmaksızın ve bilirkişi raporunda belirlenen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.." şeklindeki gerekçe ile bozulmuş; bozma sonrası mahkemece bozma ilamına uyularak davacı çalışanı dava dışı ...’ın haciz ihbarnamesini tebellüğe yetkili olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hukuki yararın varlığı, dava koşulu niteliğinde olup; mahkemece, kendiliğinden göz önünde tutulur. Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı menfi tespiti istemine ilişkindir. Dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Davacı, ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakkını elde edebilmek için mahkeme kararına muhtaç bulunmalıdır. Bu bağlamda, hukuki korunmada, (davada) zorunluluk olmalıdır. İdeal veya geleceğe dönük bir yarar yeterli
değildir. Kural olarak, eda davalarında hukuki yararın varlığı asıldır ve ayrıca bu yönde bir ispat yükümlülüğü yoktur. Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, ‘hemen’ tespit edilmesinde davacının korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bu da, üç şartın birlikte varlığına bağlıdır:
a)Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı;
b)Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı;
c)Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır.
Davaya konu olayda mahkemece; haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği davacının işçisi konumunda olan dava dışı ...’ın davacı adına tebligatı almaya yetkili kişilerden olmadığı gerekçesi ile yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiğinin kabul ve tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda; mahkemece haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüzlüğünün tespit edilerek itirazın süresinde kabul edildiği nazara alındığında davacı hakkında kesinleşmiş haciz ihbarnamesi ve borç bulunduğundan ve bu anlamda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğundan bahsedilemez. Hukuki yarar dava şartı olup (HMK 114/1-h) taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen dikkate alınması gerekir (HMK 115/1). Şu halde, HMK"nın 115/2 maddesi gereğince davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddi yerine esasının incelenmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA 16/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.