4. Hukuk Dairesi 2020/1092 E. , 2020/4406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/03/2006 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/10/2014 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; davacılardan ...’ın eşi diğer davacıların ise babası olan ...’ın 15/06/2005 tarihinde karşıdan karşıya geçmekte iken davalının sevk ve idaresinde olan ... plaka sayılı aracın çarpmasına bağlı vefat ettiğini, davalı hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/ 992 esas ve 2010/ 112 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet kararının Yargıtay tarafından onandığını, davalının kusuru ile zararın meydana geldiğini beyan ederek, destek zararına ilişkin maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece; bilirkişi raporu hükme esas alınarak maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 55. maddesinde, “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, zarar görenin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki
artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”.
Dosyanın incelenmesinde; SGK’ nın 26/02/2019 tarihli cevabi yazısında davacıların murisi ...’ın ölümü nedeniyle mirasçısı olan davacılara kurum tarafından peşin sermaye değerli gelir bağlandığı ve bu gelirin rücuya tabi olduğu bildirilmiştir. Şu durumda mahkemece, bahsi geçen rücuya tabi miktarların davacılar lehine hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatından indirilip, indirilmeyeceği belirlenerek, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik araştırmaya dayalı karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına 16/12/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.