4. Hukuk Dairesi 2016/15544 E. , 2019/648 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 08/05/2014 gününde adli yardım talepli olarak verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat ile ziynet ve çeyiz eşyalarına ilişkin alacak istenmesi üzerine adli yardım talebi kabul edilerek mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 20/10/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, evlenme vaadine dayalı manevi tazminat ile ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen teslimi, olmadığı takdirde bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddi ile alacak talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı ile müvekkilinin gayri resmi şekilde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir çocuklarının olduğunu, resmi nikah kıyma talebinin davalı tarafından kabul edilmediğini, birlikteliğin davalı tarafından sonlandırıldığını, ancak müvekkili tarafından müşterek konuta alınan çeyiz eşyaları ile düğünlerinde takılan ziynet eşyalarının müvekkilline iade edilmediğini belirterek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesi ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen teslimi talebi değerlendirilmeden bilirkişi raporu hükme esas alınarak çeyiz ve ziynet eşyalarının bedeline ilişkin talebin kısmen kabulü ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde olay akışını sıralı olarak açıkladıktan sonra sonuç bölümünde davaya konu çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen teslimi, olmadığı takdirde eşyaların bedelinin tazminat olarak ödenmesine karar verilmesini terditli olarak talep etmiştir.
Terditli dava, davacının iki ayrı talepte bulunduğu ve talebini kademeli olarak yaptığı dava türü olup davaya konu olayda taleplerin dayandırıldığı maddi vakıalar aynı fakat hukuki sebebi farklıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 111. maddesinde, davacının, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-fer"ilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebileceği, bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunmasının şart olduğu, mahkemenin, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemeyeceği ve hükme bağlayamayacağı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesinde ise hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği düzenlenmiştir.
Şu durumda; davacının davayı terditli olarak açmış olması, asıl talep olarak ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen teslimi, fer"i talep olarak da bu eşyaların bedelinin tazmini isteminde bulunmuş olması gözetilerek, öncelikle davacının asıl talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu talep hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeksizin, doğrudan fer"i nitelikteki tazminat istemi hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle sair temyiz itirazları incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 13/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.