4. Hukuk Dairesi 2018/461 E. , 2020/1408 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Köyişleri Bakanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğerleri aleyhine 06/11/2007 gününde verilen dilekçe ile kurum zararı nedeniyle alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/04/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kurum zararı nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ... Tarım İl Müdürlüğü tarafından hayvan küpesi ve aşısı satın alındığını, kurumda görevli davalılar tarafından 224.223,00 TL tutarındaki malzeme bedelinin satıcı firmalara ödenmediğinin müfettiş incelemesi sonucu ortaya çıkması sonrası Bakanlık tarafından firmalara ödendiğini belirterek uğranılan zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı ..., ... İl Tarım Müdürlüğünde döner sermaye ambar memuru olarak görev yaptığını, para ile fiziki teması bulunmadığını, müfettişin merkez ilçenin sayımını yapmadığını ve hesaba katmadığını, hayvan küpelerinin satın alınan fiyatın altında satışının yapıldığını ancak bunun sebebinin idarenin yaptığı kampanya olduğunu, müfettişin bunu dikkate almadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., 1995-2005 yılları arasında ... Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğünde şube müdürü olarak çalıştığını, 2005 yılında emekli olduğunu, çalıştığı dönemde ilaç ve aşı zayii ve imhasının asgari düzeyde kaldığını, 2004 yılı sonunda daha çok alınmaya başlanan kulak küpesinin yarı fiyatına satılmaya başlandığını, alınan aşı, ilaç ve küpelerin döner sermaye işletmesi ambar memuru ..."e teslim edildiğini, döner sermaye işletmesini denetleme yetkisi bulunmadığını, mali sonuçların şube müdürünün yetkisinde olmadığını, müfettiş raporlarında belirtilen ödenmemiş faturaların çoğunluğunun 2006 ve 2007 yıllarına ait olduğunu, aşı imhalarının da aynı yıllarda olduğunu, sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., ... Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğünde veteriner hekim olarak çalıştığını, dava konusu olaydaki sorumluluğunun denetim esasına dayandırıldığını, hiçbir denetim yetkisi bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ..."ün zimmet suçundan mahkum olduğu, diğer davalılar ... ile ..."in ise döner sermaye saymanlığını denetleme görevlerini ihmal etmeleri nedeniyle haklarında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, ceza davalarında verilen hükümlerin fiilin fail tarafından işlendiği, hukuka aykırılığın varlığı ve maddi olgulara ilişkin tespitin hukuk hakimini bağlayacağı, davalıların bu zarardan sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 41. maddesine göre (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi) “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir.
Dosya kapsamından, davalıların ... Tarım İl Müdürlüğünde görev yaptığı, hayvan küpesi ve aşısı satışı yapılmak üzere alım yapıldığı, yapılan sayım sonucunda satın alınan hayvan küpesi ve aşısının bulunamadığı, davacı kurum tarafından dava konusu malzeme bedelinin firmalara ödendiği, ödenen bedelin davalılardan tahsili talepli işbu davanın açıldığı, davalılardan ...’ün zimmet, davalılardan ... ve ...’in ise denetim görevi ihmal suçundan yargılandığı, mahkemece davalıların görevlerine dayalı sorumlulukları olup olmadığı konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadan, bu konuda bilirkişi incelemesi de yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu eylem nedeniyle oluşan zarardan temyiz eden davalıların sorumluluğunun nedeni izah edilmeden adı geçen davalıların da sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Mahkemece, öncelikle temyiz eden davalılardan ... ve ...’nın davaya konu zararın gerçekleşmesinde görev tanımları doğrultusunda sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, sorumlu olmaları durumunda ise zarar kapsamının gerekirse konusunda uzman bilirkişiden alınacak raporla tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.