4. Hukuk Dairesi 2019/3246 E. , 2020/1602 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı TEDAŞ aleyhine 30/06/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/06/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalıya ait elektrik tellerinin standartlara uygun bir şekilde tesis edilmemesi ve gerekli yükseklikte bulunmaması nedeniyle müvekkiline ait aracın tellere takılması sonucu yanarak hasar gördüğünü belirterek uğramış olduğu maddi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dosya kapsamından; mahkemece, bozmadan önce alınan kusur ve hesap raporu benimsenerek davanın kabulüne dair verilen 19/01/2011 tarih ve 2009/230 esas sayılı ilk kararın davalı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 22/05/2012 gün, 2011/3471 esas ve 2012/3689 karar sayılı ilamı ile özetle ‘‘ Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular ışığında öncelikle davacının ticari defterleri ile önceki yıllara ait vergi kayıtlarının getirtilmesi, zararının kanıtlanması için taraflarca gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, daha sonra aralarında elektrik ve makine mühendisleri ile mali müşavirin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu görevlendirilerek davacı ve davalı tarafa açıklanan kusurlu davranışları nedeniyle yükletilmesi gereken müterafik kusur oranının saptanması, davacının ticari defterler ve vergi kayıtlarının inceletilmesi, kar-zarar durumunu, dava dilekçesinde belirtilen dönemde aracın çalışabileceği gün, muhtemel müşteri sayısı ile talep edilen hizmet bedelleri ve giderler dikkate alınarak elde edilebilecek net gelirin saptanması, bilirkişiden bu konuları açıklayıcı, muhtemel kardan yoksunluk zararının ve araçta oluşan hasar bedelinin hesap şeklini gösterir gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.’’ denilerek temyiz eden davalı yararına bozulduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve yeniden kusur raporu ile hesap raporu alınmıştır. Hükme esas alınan 21/10/2015 tarihli kusur bilirkişisi raporuna göre meydana gelen kazada davacının ve davalı şirketin eşit oranda kusurlu olduğunun tespit edildiği, yine hükme esas alınan 24/01/2017 tarihli hesap raporu ile de davacının kazadan sonra kamyonunu çalıştıramaması sebebiyle 23 günlük net gelir kaybının tespit edildiği, davacının yangın sebebiyle yeniden araç almak zorunda kaldığı ve bu kaleminde davacının uğradığı zararlardan olduğu, davacının kusur oranı düşülerek toplam 17.328,68 TL zararın meydana geldiğinin belirtildiği, mahkemenin de bu miktar üzerinden istemin kısmen kabulüne karar verdiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozmadan önce alınan kusur raporunda davalının tam kusurlu olduğunun belirtildiği, hesap raporunda ise, kamyonun hasar bedelinin 20.000 TL olduğu ve bu bedelden 3000 TL hurda bedelinin düşülerek hesaplama yapıldığı, mahkemece bu rapor benimsenerek davacıya ait aracın yanması sebebiyle 17.000.00 TL ve aracın kullanılmaması sebebiyle de 1.150,00 TL olmak üzere toplam 18.150,00 TL zararın meydana geldiği belirtilerek istemin kabulüne dair karar verildiği, davacının bu kararı temyiz etmediği, davacı açısından bu miktarın kesinleştiği, davalı yararına da usuli kazanılmış hak oluştuğu sabittir. Bozmadan sonra alınan rapor ile yeni kamyon bedeli hesaplanarak zarar kapsamının belirlenmesi kesinleşen yönlerin ihlal edildiği anlamına gelmektedir.
Şu halde; mahkemece bozmadan önce davacı yönünden kesinleşen miktar üzerinden bozmadan sonra alınan kusur raporundaki davacının kusur oranı indirilerek sonuca gidilmesi gerekirken bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen hususlar gözetilmeden hüküm tesis edilmiş olması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.