4. Hukuk Dairesi 2020/828 E. , 2020/1828 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/03/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dava haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii, ... ada ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davalının belediyeye terk ettiği eski han duvarını yıkarken müvekkillerine ait taşınmazların arka duvarına zarar verdiğini, meydana gelen zararın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/7 D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini belirterek oluşan maddi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı vekilinin dava konusu olan ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden davayı atiye bırakması nedeniyle anılan parseller yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ise anılan parsellerde yer alan taşınmazlarda meydana gelen zararın bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, dava dilekçesinde yalnızca ...’ın davalı olarak gösterildiği ve başkaca davalının yer almadığı anlaşılmaktadır. Ancak gerekçeli karar başlığında ... da davalı olarak yer almıştır.
Şu durumda; davada taraf sıfatı bulunmayan ...’ın gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2) Yargılama sırasında davacılardan ...’nun vefat ettiği, mirasçı olarak geriye eşi ve dört çocuğunun kaldığı, davacılar vekili tarafından yalnızca mirasçılardan ... tarafından verilmiş vekaletnamenin dosyaya sunulduğu, diğer mirasçıların davaya dahil edilmediği görülmüş ve Dairemizin 21/03/2018 tarihli 2016/4093 esas ve 2018/2103 sayılı geri çevirme ilamı ile bu eksikliğin giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece Dairemizin anılan
geri çevirme ilamı gereğince davaya dahil edilmeyen ... mirasçılarına dava dilekçesi, gerekçeli karar ve Dairemizin 21/03/2018 tarihli 2016/4093 esas ve 2018/2103 sayılı geri çevirme ilamı tebliğ edilmiştir. Ancak yargılama sırasında vefat eden ...’nun mirasçılarının dahili davacı olarak davaya dahil edilmeleri gerekirken mahkemece taraf sıfatında yanılgıya düşülerek dava dosyasına dahili davalı olarak kaydedilmişlerdir. Kararın açıklanan nedenle de bozulması gerekmiştir.
3) Dosyanın incelenmesinde gerek mahkemenin 2010/7 D.İş sayılı tespit dosyasında gerekse eldeki dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarından; davacılara ait taşınmazlara zarar verdiği belirtilen han duvarının, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii, ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ait olduğu, bu han duvarının davacılara ait taşınmazın batısında bulunduğu, davacılara ait taşınmazların batısında başkaca duvar olmadığı için han duvarının yıkılması üzerine bazı taşınmazların açıkta kaldığı, ancak duvarın tamamen yıkılmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davaya konu zararın oluşumunda davalının hangi sebeple kusurlu olduğunun tam olarak araştırılmadığı ve bu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesis edildiği görülmektedir. Şu durumda; yıkılan han duvarının çok eski olması, bu duvarın ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kalıp davacıların taşınmazlarının batısında yıkılan han duvarı dışında başkaca duvar bulunmaması hususları ile davacıların taşınmazlarına duvar inşa etmeyerek eski han duvarıyla yetinmiş ve zarar görmelerine bu ihmallerin de etkisinin olduğu hususu gözetilerek davalının hangi eylem nedeniyle kusurlu olduğunun açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1, 2 ve 3) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.