4. Hukuk Dairesi 2020/985 E. , 2020/1829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Ziraat Bankası vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 22/02/2011 gününde verilen dilekçe ile kurum zararından kaynaklanan alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/02/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılardan ...’ın tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, kurum zararından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalılardan ...’un 2006 yılında muhtelif tarihlerde davacı bankaya sahte döviz ibraz ederek karşılığını aldığını, ayrıca her ne kadar davalılardan ...’dan borcuna karşılık aldığını beyan etmiş ise de davalılardan ... tarafından da bankaya sahte döviz ibraz edilerek karşılığının alındığını, bu şekilde davalıların, davacı bankayı zarara uğrattıklarını belirterek oluşan maddi zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılardan ... vekili, müvekkilinin davacıyı zarara uğratacak bir eylemi ve kastı olmadığını, olay nedeniyle kendisinin de mağdur olduğunu, ceza yargılamasında da yalnızca tanık olarak ifadesine başvurulduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılardan ... davaya cevap vermemiş; duruşmada alınan beyanında ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalılardan ...’un sahte parayı sahteliğini bilerek tedavüle koyduğunun ceza yargılaması sonucunda verilen mahkumiyet kararı ile sabit olduğu, diğer davalı ..."ın da sahte dövizi bankaya ibraz ederek karşılığını aldığı, her ne kadar hakkında verilmiş mahkumiyet kararı olmasa da bu hususun ceza yargılaması açısından önem arz ettiği, bankanın zararını karşılamasına engel olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekili, davalılardan ... tarafından davacı bankaya, 11.600 USD sahte döviz ibraz edildiğini belirterek anılan davalıdan bu bedelin tahsilini talep etmiştir. Davacı banka tarafından dosyaya sunulan 08/04/2011 tarihli müzekkere cevabında davalıların eylemlerine ilişkin dekontların suretleri gönderilmiştir. Anılan cevap ekinde gönderilen dekontlarda yer alan miktarlar ile dava dilekçesinde ... yönünden talep edilen miktarın uyumlu olduğu görülmektedir. Ardından banka tarafından dosyaya sunulan 06/06/2014 tarihli müzekkere cevabında ise bu kez işlemlere ilişkin dekontların asılları sunulmuş ve davalılardan ...’ın davacı bankaya 3.600 USD sahte döviz ibraz ettiği bildirilmiştir. Mahkemece de davalılardan ...’ın bankaya ibraz ettiği sahte dövizlerin tutarı hususundaki davacı bankanın yazıları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmiştir.
Şu durumda; mahkemece davacı bankaya yeniden müzekkere yazılarak davalılardan ...’ın bankaya ibraz ettiği sahte döviz tutarının net olarak belirlenmesi ve davacı bankanın yazıları arasındaki çelişki giderildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
b) Davacı dava dilekçesinde, döviz cinsinden oluşan kurum zararının haksız eylem tarihinden itibaren borca esas döviz cinslerine göre Devlet Bankalarınca o yabancı paraya ödenen yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Ancak mahkemece bankaya ibraz edilen sahte dövizlerin her bir işlem tarihindeki kur üzerinden TL karşılığına ve bunun da yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun 4/a maddesinde yabancı para borcunda faize ilişkin olarak yapılan düzenleme ile “...sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Davacı bankanın alacağının haksız fiilden kaynaklandığı ve davacının da zararın meydana geldiği tarihten tahsil edileceği tarihe kadar geçecek süreye ilişkin 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ettiğine göre mahkemece yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Şu durumda; mahkemece döviz cinsinden oluşan kurum zararına ve bu zararın da 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince zarara konu yabancı paraya Devlet Bankalarının bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden yürütülecek faiziyle birlikte, fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) bentlerinde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılardan ...’ın tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.