4. Hukuk Dairesi 2020/240 E. , 2020/1833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/05/2010 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/11/2014 günlü kararın davacı vekili ve davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 17/02/2015 tarihli ilamıyla hükmün onanmasına ve 30/06/2015 tarihli ilamı ile davalının karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Hükmün kesinleşmesine müteakip davalı ... tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru neticesinde, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı"nın 10/05/2018 gün, 2015/14300 başvuru numaralı ilamıyla kararın bir örneğinin gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece yeni esas alınmaksızın yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine dair verilen 24/01/2019 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekillerince süresi içinde istenilmekle tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü
1) Davacı vekili, ... isimli hastanın ölümü ile sonuçlanan tedavi nedeniyle hastanın yasal mirasçıları tarafından müvekkili ... aleyhine Kayseri İdare Mahkemesinde tazminat davası açıldığını ve yapılan yargılama sonunda müvekkilinin tazminata mahkum edildiğini, hükmedilen tazminatın 05/06/2009 tarihinde ... mirasçılarına ödendiğini, davalının kusuru ile idare zararına sebebiyet verdiğini belirterek ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı, meydana gelen olayda herhangi bir kusuru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar Dairemizin 17/02/2015 tarihli 2015/308 esas ve 2015/1601 karar sayılı ilamı ile onanmış, davalının karar düzeltme talep etmesi üzerine de Dairemizin 30/06/2015 tarihli 2015/9571 esas ve 2015/8874 karar sayılı ilamı davalının karar düzeltme istemi reddedilmiş ve hüküm bu şekilde kesinleşmiştir. Davalı tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurusu neticesinde Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 10/05/2018 tarihli 2015/14300 başvuru numaralı ilamı ile davalının gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmış ve kararın bir örneği ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yeniden esas alınmaksızın yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek ek karar ile davanın reddine karar verilmiştir.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesi “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez. (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir” şeklinde düzenlenmiştir. Bu madde gereğince Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı vermesi ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi halinde mahkemece yeni bir esas numarası alınmak suretiyle yargılama yapılmalıdır.
Mahkemece Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı üzerine yukarıda anılan düzenlemeye aykırı olacak şekilde yeni esas alınmaksızın ek karar ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
2) Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı vermesi üzerine mahkemece ... isimli hastanın ölümünde davalının kusuru bulunup bulunmadığına ilişkin kardiyoloji uzmanı, kalp ve damar cerrahisi uzmanı, adli tıp ve genel cerrahi uzmanı ve hukukçu bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış ve bu rapor hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 2. Maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde Adli Tıp Kurumu’nun görevi “Mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklar ile Kurumun uygun gördüğü alanlarda kamu kurum ve kuruluşları tarafından gönderilen adli tıpla ilgili konularda bilimsel ve teknik görüş bildirmek” şeklinde belirlenmiştir.
Şu durumda dosyada mevcut tüm raporlar ve Yaşar Oral isimli hastanın dosyası da incelenmek suretiyle hastanın ölümünde davalının kusurunun bulunup bulunmadığı, kusurunun bulunması halinde hangi oranda kusurlu olduğu hususunda mahkemece 2659 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince Adli Tıp Kurumundan rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenle de kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1 ve 2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.