4. Hukuk Dairesi 2018/3051 E. , 2020/1871 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 16/12/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın davalılar ... ve ... mirasçıları ile ... bakımından reddine, davalı ... bakımından kısmen kabulüne dair verilen 23/05/2017 günlü karara karşı davacı vekili ve davalılardan ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davacının ve davalı ... vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen 30/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... bakımından kısmen kabulüne, davalılar ... ve ... mirasçıları ile ... bakımından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddi kararına karşı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin olay günü otobüs durağında beklediği sırada davalılardan ..., ... ve ...’ın maliki olduğu taşınmaz üzerine davalı ... tarafından yapılan büro çatısından kopan eternit parçasının başına düşmesi sebebiyle yaralandığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılardan ... vekili, olay günü il genelinde şiddetli rüzgar esintisinin olduğunu ve birçok yerde ağaçların devrilip direklerin yıkılmasına sebebiyet verdiğini, söz konusu olayın rüzgarın etkisiyle gerçekleşmiş olması sebebiyle illiyet bağının kesildiğini ve
davacının yaralanmasından dolayı sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan ..., ... ve ... vekili, taşınmaz üzerinde bulunan yapıların müvekkillerine ait olmadığını, müvekkilerinin rızası alınmadan yapılmış olan yapıların uzun zamandır bu şekilde kullanıldığını ve bu nedenle sorumluluğunun müvekkillerine yüklenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, davanın davalı ... bakımından kısmen kabulüne, diğer davalılar ..., ... ve ... bakımından reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacı vekili ile davalılardan ... vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi özel dairesince, davacı ve davalı ...’in istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu zararın şiddetli rüzgar ve doğa olaylarının da etkisiyle oluştuğunun iddia edildiği, ceza yargılamasında meteoroloji müdürlüğünden alınan rüzgar hızına ilişkin raporların dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır.
Türk Borçlar Kanununun 51/1 maddesinde düzenlenen “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmü gereğince zararın kapsamı tayin edilirken, olay gününe ve saatine ait rüzgar ve fırtına bilgilerinin Meteoroloji Genel Müdürlüğünden istenilmesi, fırtınanın şiddetinin araştırılması, doğa olayının zararın artmasına etkisi olup olmadığının, etkisi var ise derecesinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Açıklanan husus mahkemece araştırıldıktan sonra, fırtınanın zararın artmasına neden olduğu sonucuna varıldığı takdirde, bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarından adalete uygun bir hakkaniyet indirimi yapılması da gereklidir. Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmaması doğru olmamıştır. Ayrıca davacının olay sebebiyle gördüğü maddi zarar hesabında olay tarihindeki(17/12/2010) iş gelir durumu yerine 04/01/2012 tarihli sosyal ekonomik durum araştırma evrakında belirtilen iş-gelir durumu dikkate alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olması da doğru olmamıştır. Kararın bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan sebeplerle HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve davacı ile davalı ..."den peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.