4. Hukuk Dairesi 2018/3952 E. , 2020/1878 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/09/2013 gününde verilen dilekçe ile kurum zararı nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/01/2018 günlü karara karşı davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen 22/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kurum zararı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen hüküm hakkında davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; üniversitenin Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından gönderilen yazı uyarınca Eczane Sayım Komisyonu tarafından 06/08/2011, 17/10/2011, 26/10/2011 ve 28/10/2011 tarihlerinde yapılan sayımlarda eczane stoklarında görülen ancak eksik olduğu tespit edilen ilaçlar nedeniyle 129.656,46 TL kamu zararı oluştuğu ve bu zarardan baş eczacı olarak görev yapan davalı ..."ın sorumlu olduğunun tespit edildiğini, komisyon tarafından yapılan değerlendirme neticesinde davalının hastane eczanesinde eczane çalışanlarının görev tanımlarını gerçekleştirmediği, ilaç ve tıbbi malzemelerin tüm zimmet ve sorumluluğunu üzerinde bulundurduğu, depocu olarak
görevlendirilen personele zimmet yapmadığı, ilaç çıkışlarında listeler ve ilaç tepsilerini karşılaştırmadığı, ilaç ve tıbbi malzemelerin servis ve ilgili diğer birimlere teslimi sırasında tespit edilen eksiklikleri sorgulamayarak eczaneden tekrar karşıladığı ve baş eczacı olarak eczane yönetiminde zaafiyet göstermesinin zararın oluşmasında etkili olduğunun vurgulandığını belirterek, oluşan kamu zararının davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir
Hukukumuzda hakkaniyet, Borçlar Kanunu’nun 43 (TBK.51) maddesinde düzenlenmiş, bazı şartların ve çözümlerin önceden saptanmasının doğuracağı düşünülen sakıncaları ortadan kaldırmak için hukuk kurallarının esnek veya eksik bırakıldığı hallerde etkisini gösteren ve belli somut olayların özelliklerine uygun karar verilmesini emreden kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Buna göre hakimin, tazminatı belirlerken durumun gereğini ve belirtilen maddede örnek olarak sayılan özel indirim sebeplerini göz önünde tutması gerekmektedir.
Şu halde; olayın oluş şekli, davalının 06/08/2008 tarihinde baş eczacı olarak atanması sırasında usulünce devir teslim işlemlerinin yapılmamış olması, öncesinde 2005 yılında hastane otomasyon sistemine geçiş sırasında da sayım hatalarının yapılması sonucu sisteme ilaç bilgisi girişinde hatalar olması, davalı dışında eczanede görevli başka personelin de bulunması, davalının içinde bulunduğu çalışma koşulları gibi hususlar gözetilerek tahsiline karar verilen zarar miktarından BK’nun 43’üncü maddesi (TBK.51) gereği önemli oranda hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddiyle, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.