4. Hukuk Dairesi 2020/1787 E. , 2020/3501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl ve birleşen davada davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar Elektrik Üretim ... Şirketi Genel Müdürlüğü (Devredilen ...) ve diğerleri aleyhine 28/01/2011, 27/04/2011 ve 02/02/2012 günlerinde verilen dilekçeler ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 28/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar ... vekili ve ... Taşımacılık Taah. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Dosyanın incelenmesinde, davalı ... vekilinin temyiz talebinin reddine dair 28/11/2016 tarihli ek kararın, davalı şirket vekili Avukat ...’na 17/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmesinden sonra anılan şirket vekili Avukat ... tarafından 06/02/2020 havale tarihli dilekçenin gönderildiği, dilekçede davalı şirketin...7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/95 Esas sayılı dosyası ile iflasına karar verilmiş olduğu, bu nedenle davanın ... 3. İcra ve
İflas Dairesi’nin 2017/36 iflas dosyasına bildirilmesinin ve çıkacak bütün tebligatların ilgili iflas müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Konu ile ilgili UYAP marifetiyle yapılan araştırmada...7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2017 tarihli, 2016 /95 Esas ve 2017/794 Karar sayılı dosyası ile davalı şirketin 14/09/2017 günü saat 16:43 itibariyle iflasına karar verildiği tespit edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 513. maddesinin 1. fıkrasına göre iflasın açılması ile birlikte vekilin temsil ve vekalet görevi sona ermiş olacağından, iflas kararından sonra vekalet görevi sona eren Avukat ..."na yapılan 28/11/2016 tarihli ek kararın tebliği usule uygun olmamıştır.
Şu durumda mahkemece davalı ... vekilinin temyiz talebinin reddine dair 28/11/2016 tarihli, 2015/645 Esas ve 2016/627 Karar sayılı ek kararın ilgili iflas masasına usulüne uygun şekilde tebliği yapılıp yasal temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
2)Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin 1. ve 2. bendi "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresi, bilinen son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükümlerini içermektedir. Aynı Kanun"un 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise ... adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen adrese çıkartılması, bu adreste tebligat yapılamayarak iade edilmesi halinde ise ... adresine çıkartılması gerekmektedir.
Dosya kapsamından davalılardan ...’in ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15/09/2011 tarihli, 2011/858 Esas ve 2011/1095 Karar sayılı ilamı ile kısıtlanarak, eşi ..."in vasi olarak atamasına karar verildiği, bu kapsamda mahkemece gerekçeli kararın adı geçen vasiye tebliğe çıkarıldığı anlaşılmıştır. Tebligatın incelenmesinde anılan vasinin sistemde kayıtlı ... adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi kapsamında tebligat yapıldığı, ancak ... adresi bulunan bir kimseye anılan madde kapsamında tebligat yapılamayacağı bu nedenle tebligatın usule uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Bununla birlikte UYAP kayıtlarına göre davalı ...’in ... Açık Ceza İnfaz Kurumu’ndan 07/07/2014 tarihi itibariyle tahliye olduğu, bu nedenle mahkemece vasiye 27/10/2016 tarihi itibariyle yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı, anılan davalının kısıtlılık durumunun ve vasi ..."in vesayet görevinin devam edip etmediği anlaşılamamıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 407. maddesi bir yıl ve daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağını, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezayı çekmeye başladığını kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğunu düzenlemiş olup, Türk Medeni Kanunu"nun 471. Maddesindeki "özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis halinin sona ermesi ile kendiliğinden ortadan kalkar" hükmü uyarınca anılan davalının hapis halinin devam edip etmediği tespit edilmeli, hapis halinin devam etmediğinin anlaşılması durumunda mahkeme gerekçeli kararının davalının bizzat kendisine yukarıda bahsedilen Tebligat Kanunu’nun ilgili maddeleri kapsamında tebliğinin sağlanması ve yasal temyiz süresinin
beklenmesi; hapis halinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda ise davalının hali hazırda vasisinin kim olduğunun tespit edilmesi, ilgili vasiye mahkeme gerekçeli kararının yine yukarıda açıklanan Tebligat Kanunu’nun anılan maddeleri kapsamında öncelikle bilinen adresine Tebligat Kanunu 10. maddeye göre tebliğe çıkarılması, iadesi halinde bu adres aynı zamanda ... adresi ise ... şerhi ile gönderilmesi, ... adresi farklı ise bu adrese önce bilinen adres olarak kabul edilip normal tebligat, iadesi halinde ... şerhi ile tebligat çıkarılmak suretiyle tebliği yapılıp yasal temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
3) Dosyanın incelenmesinde davalılardan ...’e mahkeme gerekçeli kararının yurtiçi ikamet adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi kapsamında tebliğ edildiği, ancak Uyap kayıtlarına göre anılan davalının sistemde kayıtlı ... adresinin bulunduğu, ... adresi olan bir kişiye anılan Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı, bu nedenle yapılan tebligatın usule uygun olmadığı anlaşılmıştır. Şu durumda mahkemece yukarıda (2) nolu bentte açıklanan Tebligat Kanunu’nun anılan maddeleri kapsamında öncelikle bilinen adresine Tebligat Kanunu 10. maddeye göre tebliğe çıkarılması, iadesi halinde bu adres aynı zamanda ... adresi ise ... şerhi ile gönderilmesi, ... adresi farklı ise bu adrese önce bilinen adres olarak kabul edilip normal tebligat, iadesi halinde ... şerhi ile tebligat çıkarılmak suretiyle tebliği yapılıp yasal temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
4) Davalı Elektrik Üretim ... Şirketi Genel Müdürlüğü’nün (Devredilen ...) davaya konu olaydaki hukuki sorumluluğunun tespiti kapsamında davalı ... Limited Şirketi ile davalı ... Müdürlüğünün arasında akdedilen sözleşme ve genel şartnamenin dosya arasına alınmış olduğu ancak söz konusu belgede yer alan yazıların çok silik çıkması nedeniyle okunamadığı görülmüştür. Şu durumda; bahse konu sözleşme ve genel şartnamenin mümkünse aslının, değil ise; eksiksiz, okunaklı, sıralı ve onaylı bir suretinin dosyaya kazandırılarak gönderilmesi gerektiği için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1,2,3,4. bentlerde) açıklanan şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 19/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.