4. Hukuk Dairesi 2020/2608 E. , 2020/3512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Belediyesi aleyhine 28/08/2015 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu oluşan araç ve iş yeri hasarı nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/01/2020 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava; trafik kazası sonucu oluşan araç ve iş yeri hasarı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; müvekkiline ait aracın, dava dışı torununun sevk ve idaresinde iken yol yüzeyindeki buzlanma nedeniyle sürücüsünün hâkimiyetinden çıkarak dava dışı üçüncü kişiye ait iş yerine çarparak durabildiğini, kaza nedeniyle araçta ve üçüncü kişinin iş yerinde zarar meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı ... Belediyesinin, buzlanan yollarda gerekli bakım ve tuzlama yapmamasının asıl neden olduğunu belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, dava dışı sürücünün, aracın hızını azaltmamak suretiyle dikkatsiz ve tedbirsiz davranması sonucunda trafik kazasının meydana geldiğini, olayın meydana gelmesinde müvekkili Belediyenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; 09.01.2015 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, iş yeri hasarına ilişkin dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar, keşif ve makine mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan kök ve ek raporlar dikkate alınarak buzlanma sorununu çözmekle yükümlü olan davalı Belediyenin %70 oranında, hız kurallarına uymayan dava dışı araç sürücüsünün %30 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 266. maddesi uyarınca, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Anılan Kanun’un 281. maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama
yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri, mahkemenin bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanmasını veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için bilirkişiden ek rapor alabileceği, ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme yaptırabileceği belirtilmiştir. Bilirkişi, raporunu hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Dosya kapsamından; olayın gerçekleşme biçimi, olayın oluşuna ilişkin hava, yol ve iklim durumu dikkate alınmadan tanzim edilen bilirkişi raporuna itibar edilerek davalı idarenin sorumlu olduğuna ilişkin hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Şu halde; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersiz kaldığından konusunda uzman ve gerekirse oluşturulacak bilirkişi heyeti marifetiyle tarafların kusur oranlarının belirlenmesine ilişkin ayrıntılı, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınıp dosyadaki tüm bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 19/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.