4. Hukuk Dairesi 2020/3093 E. , 2021/1205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
NUMARASI : 2019/2577-2020/1147
MAHKEMESİ : Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
NUMARASI : 2010/11-2019/406
Asıl ve birleşen davada davacı Maliye Bakanlığı vekilleri Avukat Meryem Hacıbaloğlu ve Avukat... tarafından, asıl davada davalılar H.. T.. ve diğerleri, birleşen davada G.. B.. aleyhine 06/01/2010 ve 25/04/2011 gününde verilen dilekçeler ile kurum zararı nedeniyle alacak istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen, birleşen davanın tümden kabulüne dair verilen 30/04/2019 günlü karara karşı birleşen dosya davacısı ve davalısının istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; istinaf başvurularının kabulü ile HMK7nın 353/1-b.2 maddesi gereğince Çankırı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/11 esas, 2019/406 karar sayılı ve 30/04/2019 tarihli kararının kaldırılması ile düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesince verilen 16/06/2020 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalı H.. H.. ve İ.. Y.. vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı vekili, davalı H.. T.. vekili, davalı İ.. G.. vekili ile birleşen davada davalı G.. B.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 16/03/2021 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı asiller H.. H.. ve İ.. Y.. ile karşı taraftan davacı kurum vekili Avukat ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanlar sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden
bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı ile birleşen davada davalı ...’nün tüm, asıl davada davalılar ..., ..., ..., ...’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2) Asıl davada davalılar ..., ..., ... ve ...’ın diğer temyiz itirazlarına gelince;
Asıl ve birleşen davada davacı vekili; Çankırı Valiliği Milli Eğitim Müdürlüğünde veri hazırlama kontrol işletmeni ve mutemet olarak görev yapan davalı ...’nın 2004-2008 yılları arasında usulsüz olarak ek ders ücreti, mutemetlik ücreti ve maaş tahakkuku yaparak, bu ücretleri kendi banka hesabına aktarıp menfaat temin ettiğinin Bakanlık müfettişleri tarafından yürütülen soruşturma neticesinde tespit edildiğini, şube ve müdür yardımcısı olan diğer davalıların ise ödeme evraklarını incelemeden ve kontrol etmeden harcama ve gerçekleştirme görevlisi olarak imzaladıklarını, davalı ...’nın bu işlemleri yaparken sistemde naklen geçme olarak görünen personeli aktif hale getirerek il milli eğitim ya da köy ilköğretim okullarında halen çalışıyor olarak göstermesinde Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü çalışanı olan birleşen davada davalı ...’nün ...’ya yardım ettiğini, asıl ve birleşen davada davalı olan ..., ..., ... ve ... hakkında kamu kurumu zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve görevi ihmal suçlarından kamu davası açıldığını belirterek, oluşan kurum zararının ödeme emirlerinde imzaları bulunan davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; tahakkuk memuru ve gerçekleştirme görevlisi olarak gayri resmi şekilde geçici görevlendirme ile görev yaptığını, bu konuda kendisine eğitim verilmediğini, 2004 yılından itibaren il merkezi ve merkeze bağlı birim ve köylerde çalışan tüm personelin ödemelerinin il merkezinden yapılmaya başlandığını, böylece Çankırı’da bulunan 70 okulda görev yapan 1.400 kişinin tek merkezde ödemelerinin hazırlandığını, evrak detaylarını bilmediğini, şube müdürlerinin günlük 2.000 evraka imza attıklarını, tüm sorumluğun saymanlıkta olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; bir gün içinde 1.500 personele ait maaş ve ödemelere ilişkin evrakların imzalanmak üzere getirildiğini, hesaplama içeren evraklara dair eğitimi olmadığını, evrakların doğruluğunu kısa bir süre içinde incelemesinin imkansız olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ... vekilleri; müvekkili ...’nın ceza davasında gerekli açıklamayı yaptığını, diğer müvekkilleri ... ve ... hakkında ceza davası açılmayıp konuya ilişkin bilgileri bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; kurum zararı miktarının sabit olduğu, davalıların sorumluluklarının mahkemece takdir edildiği, ceza mahkemesince davalı ...’nın kamu kurumu zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ve ...’nün kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçuna yardım etmek suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, asıl eylemin faili olan bu davalıların zararın tamamından sorumlu tutulduğu, diğer davalılar ... ve ...’ın ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalarına karar verildiği, bu davalıların eylemde kasıtlarının bulunmaması, iş yoğunluğu ve geçici görevlendirmeler nedeniyle görev aldıkları gözetilerek bu davalılar lehine % 40 oranında hakkaniyet indirimi uygulandığı, haklarında ceza davası açılmayan diğer davalılar ..., ... ve ...’nin iş yoğunluğu nedeniyle imzaladıkları belgeleri incelemedikleri, zararın meydana gelmesine kasten sebep olmadıkları, ancak bu durumun zarardan sorumluluklarını ortadan kaldırmaması nedeniyle bu davalılar lehine de aynı oranda hakkaniyet indirimi uygulandığı belirtilerek; asıl davanın kısmen ve birleşen davanın tümden kabulüne karar verilmiş; hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı, asıl davada davalılar ..., ..., ..., ... ile birleşen davada davalı ... istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesince; haklarında ceza davası açılmayan ..., ... ve ...’in eylemlerinin benzer olduğu gerekçesiyle istinaf istemlerinin reddine karar verilmiş, asıl eylem failleri ... ve ... dışındaki davalılar yönünden yapılan % 40 oranındaki hakkaniyet indirimi yerinde bulunmuş, asıl davada davalı ...’nın hesabına geçirdiği mutemetlik ücretlerine ilişkin zarar görenin kamu değil maaşından kesinti yapılan kişiler olduğu, ...’nın istinaf başvurusu olmadığından ... yönünden bu miktardaki istemin reddine karar verildiği belirtilerek, birleşen dosya davacısının bu davaya yönelik faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf başvurusu ile birleşen dosya davalısı ...’nün mutemetlik ücreti kesintisine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalılar ..., ..., ..., ... ve birleşen davada davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Hukukumuzda hakkaniyet, 6098 sayılı TBK’nın 51. (818 sayılı BK’nın 43.) maddesinde düzenlenmiştir. Hakkaniyet; bazı şartların ve çözümlerin önceden saptanmasının doğuracağı düşünülen sakıncaları ortadan kaldırmak için hukuk kurallarının esnek veya eksik bırakıldığı hallerde etkisini gösteren ve belli somut olayların özelliklerine uygun karar verilmesini emreden kurallar bütünü olarak tanımlanmaktadır. Buna göre hâkimin, tazminatı belirlerken durumun gereğini ve belirtilen maddede örnek olarak sayılan özel indirim sebeplerini göz önünde tutması gerekmektedir.
Somut olaya gelince; bölge adliye mahkemesince, asıl eylem failleri olan ... ve ... dışındaki diğer davalıların zararın gerçekleşmesinde ihmalleri bulunması nedeniyle, bu davalılar yönünden kurum zararının % 40’ının davacı üzerinde bırakılmasının hakkaniyete uygun olduğu belirtilmiştir. Ne var ki, yapılan işin niteliği ve hacmi, çalışma koşulları, dolandırıcılık suçunun asıl failleri olmayıp gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisi olan davalıların sık görev değişimleri, görev ve sorumluluk alanlarının genişliği ve dosya kapsamındaki diğer olgular da gözetildiğinde, adı geçen davalılar yönünden yapılan hakkaniyet indirim oranı hak ve adalete uygun olmayıp çok düşük seviyededir. Şu durumda, bölge adliye mahkemesince daha üst seviyede hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken, temyize gelen davalılar yönünden indirimin düşük tutulması doğru olmamış, bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, asıl ve birleşen davada davacı ile birleşen davada davalı G.. B..’in tüm, asıl davada davalılar H.. H.., İ.. Y.., H.. T.., İ.. G..’in diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve davalılar H.. H.., İ.. Y.., H.. T.. ve İ.. G.."den peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.