4. Hukuk Dairesi 2021/1114 E. , 2021/2492 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; istinaf isteminin kabulüne ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili; davacının davalı ..."in kefil olduğu kredi sözleşmesi nedeni ile alacaklı olduğunu, ... Müh. Ltd. Şti. ve ... hakkında başlattığı icra takibinde İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2013/7791 E sayılı dosyasında takibin kesinleştiğini, ancak borcun tahsil edilemediğini, davalı borçlu ..."in adına kayıtlı Şişli, ..., ... ada, ... parsel, ... nolu bağımsız bölümü davalı ..."e, Silivri Kurfalı ... parsel sayılı taşınmazı önce ..."ye, akabinde ... tarafından ..."e, İstanbul, Bahçelievler, Osmaniye, ... ada, ... parsel, .. nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesini davalı ..."a ve Beşiktaş Muradiye, ... ada, ... parsel 2. Kat 6 nolu bağımsız bölümdeki 1/2 hissesini davalı ..."e sattığını, bu satışların icra dosya borcunu ödememek için mal kaçırma amacıyla kötü niyetle yapıldığını, bedelin gerçek bedelden düşük olduğunu belirterek İİK. 277 ve devamı maddeleri uyarınca bu tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalılar ... ve ... yönünden reddine, davalılar ... ve ... yönünden tasarruf muvazaalı olarak yapılmış ise de dava konusu taşınmazların yine aynı devir işleminin muvazaalı olması nedeniyle dava dışı alacaklı tarafından tasarrufun iptaline konu edilmesi ve taşınmazların İstanbul 10. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3064 ve 2014/3065 sayılı dosyalarında satılmış ve satış bedelinde bu davalılara bir pay verilmemiş olması nedeniyle tasarrufun iptali talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ancak davacının icra dosyasına yatan para yönünden hacze iştirak etmekte muhtariyetine, davalı ... yönünden davanın kabulüne, İstanbul 3. İcra Müdürlüğü"nün 2013/7791 sayılı dosya borcu ile sınırlı olmak üzere davalı ..."in taşınmazı devir suretiyle elde ettiği 172.000,00TL ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına ve tahsilde tekerrür olmamak üzere bu miktarın kendisinden alınarak davacı tarafa ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf talebinin kabulüne, davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf talebinin kısmen kabul, kısmen reddine İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 24/01/2017 tarih ve 2014/191 E., 2017/8 K. sayılı kararının kaldırılmasına,davacı tarafça davalılar ..., ... ve ... hakkında açılan davaların ayrı ayrı reddine,davalılar ... ve ... yönünden, tasarruf işlemleri muvazaalı olarak yapılmış ise de; dava konusu taşınmazların yine aynı devir işleminin muvazaalı olması nedeniyle dava dışı bir alacaklı tarafından tasarrufun iptaline konu edilmesi ve taşınmazların İstanbul 10. İcra Müdürlüğü"nün 2014/3064 ve 2014/3065 sayılı dosyalarında satılmış ve satış bedelinde bu davalılara bir pay verilmemiş olması nedeniyle tasarrufun iptali talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ancak davacının icra dosyasına yatan para yönünden hacze iştirak etmekte muhtariyetine, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olaya dönüldüğünde, İlk Derece Mahkemesince; davalı 3.kişi ... babası ... ile borçlu ..."in eski ortak oldukları, bu haliyle borç ve bataklık durumunu bildiği, böylece muvazaanın sabit olduğu anlaşıldığından ve davalı 3.kişi Mehmet taşınmazı elden çıkardığından davalı ... yönünden bedel talebi kabul edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davalı ..."nin babasının şirket ortaklığından 2003 yılında ayrıldığı, tasarruf işleminin 9 yıl gibi uzun bir zaman sonra gerçekleştiği, davacının borçlu ile ... arasında başka bir fiili veya hukuki bağ bulunduğuna ilişkin dosyaya delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
İİK.nun 280/1 maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı işlemlerin borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği öngörülmüştür. Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere; davalı ..."nin babası ..."nin borçlu şirketin eski ortaklarından olması davalı ..."nin borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olduğu anlamına gelmeyecektir, zaten davalı ..."nin babası bu şirket ortaklığından 2003 yılında ayrılmış olup, tasarruf işlemi 9 yıl gibi uzun bir zaman sonra gerçekleşmiştir. Ancak; dosya kapsamından davalı borçlu ...’ın ... Mühendislik İnşaat Taah.ve Tic.Ltd.Şti. adında bir mühendislik firmasının bulunduğu, yine davalı 3.kişi ...’nin de .. Plastik Profil İnşaat ve Sanayi Limited Şirketi adında bir mutfak dolabı imalatı yapan firmasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; sözü edilen bu şirketlerin ticari defter ve ticaret sicil kayıtlarının getirtilerek üzerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılması, aralarında ticari ilişkinin olup olmadığının tespit edilmesi, buna göre üçüncü kişi konumundaki davalı ...’nin İİK 280. maddesi uyarınca borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken durumunda olup olmadığının değerlendirilmesi ve ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere davanın bu davalı yönünden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."e geri verilmesine 07/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.