Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8520
Karar No: 2020/4263
Karar Tarihi: 27.02.2020

a ilişkin olarak; - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019/8520 Esas 2020/4263 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2019/8520 E.  ,  2020/4263 K.

    "İçtihat Metni"



    Sair tehdit suçundan sanık ... hakkında, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca, 500,00 Tl adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/04/2019 tarihli ve 2017/665 esas, 2019/244 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 24/05/2019 tarihli ve 2019/1071 değişik iş sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14/11/2019 gün ve 94660652-105-34-12318-2019-Kyb sayılı istemleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2019 gün ve 2019/113605 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:

    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre, 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 6. fıkrasına son cümle olarak eklenen “sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez” şeklindeki düzenleme gereğince, mahkemesince sanığa bu hususun sorulmasının yeterli olacağı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartların veya hukuki sonuçlarının sanığa açıklanması gerektiğine dair kanunda bir düzenleme bulunmadığı, nitekim 05/07/2018 tarihli oturumda da sanığa, mahkumiyeti halinde 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin uygulanmasını kabul edip etmediği hususunun sorulduğu ve sanığın da kabul etmediğine ilişkin beyanda bulunduğu gözetilmeden, itirazın bu nedenle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Sair tehdit suçundan sanık ... hakkında, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca, 500,00 Tl adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/04/2019 tarihli ve 2017/665 esas, 2019/244 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 24/05/2019 tarihli ve 2019/1071 değişik iş sayılı kararının, dosya kapsamına göre, 6008 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin 6. fıkrasına son cümle olarak eklenen “sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez” şeklindeki düzenleme gereğince, mahkemesince sanığa bu hususun sorulmasının yeterli olacağı, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin şartların veya hukuki sonuçlarının sanığa açıklanması gerektiğine dair kanunda bir düzenleme bulunmadığı, nitekim 05/07/2018 tarihli oturumda da sanığa, mahkumiyeti halinde 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin uygulanmasını kabul edip etmediği hususunun sorulduğu ve sanığın da kabul etmediğine ilişkin beyanda bulunduğu gözetilmeden, itirazın bu nedenle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabetgörülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.

    ./..
    .2.



    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Sair tehdit suçundan sanık ... hakkında, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca, 500,00 Tl adli para cezasıyla cezalandırılmasına, adı geçenin kabul etmemesine rağmen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/04/2019 tarihli ve 2017/665 esas, 2019/244 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, mercii İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 24/05/2019 tarihli ve 2019/1071 değişik iş sayılı kararında isabet bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı Kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanun"un 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanun"un 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun"un 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

    ./..
    .3.




    b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartlarının varlığı hâlinde, 6008 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce resen, bu değişiklikten sonra ise sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması hâlinde mahkemece diğer kişiselleştirme hükümleri olan seçenek yaptırımlara çevirme ve ertelemeden önce değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Uygulamada “sanığın kabul etmesi” ibaresi, sanığın itirazının bulunmaması şeklinde yorumlanmaktadır. Diğer bir deyişle sanıktan sorulmadığı halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar sanığa tebliğ edildiği halde itirazda bulunulmamış ise, objektif koşulların gerçekleştiği kabul edilmektedir.
    Maddede açıkça “sanığın kabulü” ibaresine yer verildiğinden, bu husus öncelikle hazır bulunan sanıktan sorulmalıdır. Sanığın savunması önceden alınmış ve bu husus sorulmamış ise, adil yargılama yapılmasının bir uzantısı olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ne olduğu ve sonuçları açıklamalı bir yazıyla sanığa bildirilebilecektir. Ancak yasada tebligat yapılmasına ilişkin açık bir hüküm ve zorunluluk bulunmadığından, bilgilendirme amacıyla yapılan bu tebligat sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde yorumlanmamalıdır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanıktan sorulamadığı durumlarda, bulunması halinde müdafiinden de sorulabilecektir. Ancak bu hususta sanık ile müdafiinin iradesi çatıştığında, yasada açıkça “sanığın kabulü” ibaresine yer verildiğinden, sanığın iradesine üstünlük tanınacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesiyle, sanıklar 5 yıllık, suça sürüklenen çocuklar ise 3 yıllık denetim süresine tabi tutulmakta ve mahkeme tarafından gerekli görüldüğünde, haklarında yükümlülük de belirlenebilmektedir. Masum olduğunu ve beraat edeceğini düşünen kişi, masum olduğuna inanmakta, yargılanmak istemekte, yargılamanın sonucuna razı olmakta, yargılama sonucunda mahkum olsa dahi bu kararın, olağan kanun yollarında bozulacağına inanmaktadır. Bu kişiyi denetim süresine ve yükümlülüklere tabi tutmak hakkaniyete aykırıdır. Çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda, eğer bu kişinin kanaati doğruysa, gereksiz yere denetim süresine tabi tutulmuş ve yükümlülük altına sokulmuş olacaktır. Bu nedenle de 25/07/2010 tarihinde sanığın kabul etmemesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğine dair yasal düzenleme yapılmıştır.
    Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin beyanı, tamamen kendisini ilgilendiren ve başka bir kimsenin kabulüne bağlı olmayan bir beyandır. Sanık, hakkındaki davanın başlangıcında beraat edeceğini düşünürken, sonrasında davada gelinen aşama, dinlenen tanıklar ve elde edilen deliller itibariyle artık mahkumiyetine karar verilebileceğini düşünebilir ve hükmün
    ./..
    .4.




    açıklanmasının geri bırakılmasına razı olabilir. Bu nedenle, önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmeyen sanığın, bu beyanından dönerek anılan kurumun uygulanmasını istemesi mümkündür. Ayrıca sanığın bu beyanından dönmesini engelleyecek yasal bir düzenleme de mevcut değildir. Sanık ne zamana kadar bu beyanından dönebilecektir? Burada sanığın beyanından dönmesi için kabul edilmesi gereken en son aşama, hüküm aşaması olmalıdır. Hüküm kuruluncaya kadar sanık beyanından dönebilir. Hüküm verildikten sonra sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmemesi ya da kabul etmesi herhangi bir sonuç doğurmayacaktır.

    İncelenen dosyada;
    Sanık ... hakkında 29/03/2017 tarihli eylemi nedeniyle, TCK"nın 107/2. maddesi kapsamında cezalandırılması talebiyle, 02/11/2017 tarihinde kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/04/2019 tarihli ve 2017/665 esas, 2019/244 sayılı kararıyla sanığın, sair tehdit suçundan, TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca, 500,00 Tl adli para cezasıyla cezalandırılmasına, "...sanığın istemi ve kabulü doğrultusunda, adli sicil kaydında son 3 yıl içinde tekerrüre esas sabıkasının olmayışı ve pişmanlığı da göz önüne alınarak..." biçimindeki gerekçeyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından anılan karara usul ve esastan itiraz edildiği, mercii İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 24/05/2019 tarihli ve 2019/1071 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararıyla itirazların reddedildiği, İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05.07.2018 tarihli celsesinde sanığa CMK"nın 231. maddesindeki hükümler açıklanarak sorulduğunda, beraatini talep ederek, açıkça anılan kurumun uygulanmasını istemediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.

    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanığın işlediği kabul edilen sair tehdit suçu nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zarar bulunmamakta, manevi zarar ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına engel oluşturmamaktadır. Sanığın işlediği kabul edilen suç, niteliği ve verilen cezanın miktarı itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında olup sanığın adli sicil kaydında, geçmiş hükümlülüğü de bulunmamaktadır.
    Ancak; İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05.07.2018 tarihli celsesinde, sanığın, CMK"nın 231. maddesi hükümlerinin uygulanmasını açıkça istemediğinin anlaşılması karşısında, anılan Kanun maddesinin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanun"un 7. maddesiyle eklenen "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." şeklindeki hükme göre, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu açıklamalar karşısında, sair tehdit suçundan sanık ..."nun TCK"nın 106/1-2. cümle, 62 ve 52. maddeleri uyarınca, 500,00 Tl adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, İstanbul Anadolu 28. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/04/2019 tarihli ve 2017/665 esas, 2019/244 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü yerine reddine ilişkin, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 24/05/2019 tarihli ve 2019/1071 değişik iş sayılı kararında isabet bulunmadığı anlaşılmıştır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriğinde yer alan bozma nedeni yerinde görüldüğünden, İstanbul Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 24/05/2019 tarihli ve 2019/1071 değişik iş sayılı kesin nitelikteki kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    Bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince mahallinde merci Mahkemesince yerine getirilmesine, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi