4. Ceza Dairesi 2019/8328 E. , 2020/4264 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tâbi tutulmasına dair Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/11/2016 tarihli ve 2015/830 esas, 2016/919 sayılı kararının 23/12/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 06/04/2018 tarihinde kasıtlı olarak işlediği suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/04/2019 tarihli ve 2018/969 esas, 2019/287 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 31/10/2019 gün ve 94660652-105-06-13444-2019-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/11/2019 gün ve 2019/107571 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun sanığın mahkumiyetine karar verilen Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2016 tarihli kararından sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/1-b maddesinin 3. alt bendi gereğince uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında, ihbar üzerine yapılan yargılama sırasında hüküm verilmeden müşteki ve sanığa kovuşturma evresinde usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip uzlaştırma işlemlerinin yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tâbi tutulmasına dair Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/11/2016 tarihli ve 2015/830 esas, 2016/919 sayılı kararının 23/12/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 06/04/2018 tarihinde kasıtlı olarak işlediği suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/04/2019 tarihli ve 2018/969
esas, 2019/287 sayılı kararının, sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun sanığın mahkumiyetine karar verilen Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/11/2016 tarihli kararından sonra 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253/1-b maddesinin 3. alt bendi gereğince uzlaşma kapsamına alınmış olması karşısında, ihbar üzerine yapılan yargılama sırasında hüküm verilmeden müşteki ve sanığa kovuşturma evresinde usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri uyarınca, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip uzlaştırma işlemlerinin yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Tehdit suçundan mahkum edilen sanık ... hakkında, uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda;
İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, mağdur ..."a yönelik 28/03/2015 tarihinde gerçekleştirdiği iddia olunan tehdit eylemi nedeniyle, TCK"nın 106/1-1. cümle, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle 30/09/2015 tarihinde kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/11/2016 tarihli ve 2015/830 esas, 2016/919 sayılı kararıyla sanığın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tâbi tutulmasına karar verildiği, anılan kararın 23/12/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 06/04/2018 tarihinde kasıtlı olarak işlediği suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 17/04/2019 tarihli ve 2018/969 esas, 2019/287 sayılı kararıyla, önceki hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümle, 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmesi için duruşma açılırken, sanığın yöntemince duruşmaya davet edilmesi ve savunmasının alınması gerekmektedir. Ancak, duruşma davetine ilişkin yapılan tebligatta ""gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda karar verileceği"" şerhi yer almasına karşın, sanık ilgili celsede yer almamışsa, yokluğunda önceki hüküm açıklanabilecektir.
İncelenen dosyada, sanık hakkında yapılan ihbar üzerine, yerel Mahkemece sanığa yapılan tebligatta, yukarıda belirtilen şerhin yer almadığı, sanığın da duruşmaya katılmadığı ve bu nedenle savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından, belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 27/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.