4. Ceza Dairesi 2016/6356 E. , 2020/6224 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, ceza verilmesine yer olmadığı
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ve CMK"nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen şikayetçi ..."in, 15/10/2014 tarihli talimat duruşmasında sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtmesine karşın, ilk derece mahkemesince katılma hususunda bir karar verilmemiş ise de, şikayetçi vekilinin temyiz dilekçesi ve içeriği gözetilerek, CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi ... ve vekilinin davaya katılmasına karar verilerek, dosya görüşüldü:
A-Sanık ..."e yükletilen hakaret eyleminden kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükmün incelenmesinde;
Katılan sanık ... müdafiinin 08/12/2014 tarihli süre tutum dilekçesinde sadece sanık ... hakkında kurulan hapis cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü yönünden temyiz talebinde bulunduğu, daha sonra 05/01/2015 havale tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinin (2.) maddesinde sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm yönünden de temyiz talebinde bulunduğu, bu durumda sanık ... hakkında kurulan ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin yasal süreden sonra gerçekleştiği anlaşılmakla; 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ... müdafiinin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanık ..."e yükletilen tehdit eyleminden kurulan beraat hükmünün, sanık ... müdafiinin temyiz isteğinin vekalet ücretine hasredildiği belirlenerek yapılan incelemesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanık hakkında yargılandığı aynı davada tehdit suçundan beraat, hakaret suçundan ise ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş olması karşısında, sanık müdafii tarafından sunulan avukatlık hizmetinin bölünmesi mümkün olmadığından, beraat kararı nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmemesinde kanuna aykırılık görülmediği,Anlaşıldığından, sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
C-Sanık ..."ye yükletilen tehdit eyleminden kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
2-Kabule göre de;
a-Mahkemece verilecek hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK"nın 308/7.) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
b-Sanığın sabıkasında görülen ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK"nın 231/8. maddesine 28/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak, takdiri indirim uygulanan ve hapis cezası ertelenen sanık hakkında diğer koşullar değerlendirilmeden, "Müşteki sanık ..."nin daha önceden hakkında verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilam bulunduğu anlaşıldığından müşteki sanık hakkında CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına" şeklindeki kanuni olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.