Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3366
Karar No: 2021/12070
Karar Tarihi: 06.04.2021

a ilişkin olarak; - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/3366 Esas 2021/12070 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2021/3366 E.  ,  2021/12070 K.

    "İçtihat Metni"



    KARAR

    Tehdit suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ... 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12/03/2015 tarih ve 2015/51 esas, 2015/119 karar sayılı hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 13/10/2020 tarih ve ...karar sayılı kararıyla;
    “ Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanık ..."e yükletilen silahla tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından, sanık ..."ün ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnamaye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA ” karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2021 tarih ve ...sayılı yazısı ile;
    Mahkemece, sanığın, sabıka kaydında önceden işlediği bir başka suça ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğu ve durumun sanık hakkında yeniden HAGB kararı verilmesine engel teşkil ettiği kabul edilerek yasal olmayan gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin verilen kararın hukuka aykırı olduğu,
    Oysaki sanığın, sabıka kaydında bulunan ve suç tarihi 27/12/2009 karar tarihli 01/03/2011 olan ve itiraz edilmeksizin 28/03/2011 tarihinde kesinleşen, sanığın 6136 sayılı Yasanın 13/1 ve TCK"nın 62, 52/2. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle CMK"nın 231/8. maddesine eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki düzenleme yürürlüğe girmeden önce kesinleştiği,
    Bu durumun, sanık hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel oluşturmadığının kabulü gerektiği ve sanık hakkında TCK 51/1 maddesinde yazılı Erteleme kararı yerine sanık hakkında lehe hükümler içeren CMK"nun 231/6 maddesinde yazılı HAGB kararı verilmesi istemiyle, Yargıtay 4 Ceza Dairesinin 13/10/2020 gün ve ...Karar sayılı onama kararının bozulması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
    SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde,
    1- İtirazımızın KABULÜNE,
    2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 13/10/2020 gün ve ...Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- ... 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12/03/2015 tarih ve 2015/51 esas, 2015/119 karar sayılı ilamıyla verilen mahkumiyet kararının BOZULMASINA,
    4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur.” denilerek, itirazda bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
    HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
    CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle adli sicil kaydında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanık açısından bu karara bağlı denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin karma yapısı nazara alındığında yapılan bu değişikliğin sanık aleyhine olduğunda ve bu nedenle incelemeye konu suçların bu tarihten sonra işlenmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Sonuç olarak; CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme, incelemeye konu suç tarihinin 28/06/2014 ve sonrası olması halinde uygulanabilecektir.
    28/06/2014 tarih 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle, CMK’nın 231/8. maddesinde yapılan değişikliğin suç tarihi itibariyle yürürlükte olması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
    KARAR
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülmediğinden 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN REDDİNE dosyanın YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 06/04/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    (Karşı Oy) (Karşı Oy)



    KARŞI OY
    I)OLAY:
    Sanık hakkında tehdit suçundan verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası sanığın suç işlendikten sonra tekrar suç işlemeyeceği hususunda Mahkemede olumlu kanaat oluşturduğu gerekçesi ile TCK"nın 51. maddesi gereğince takdiren ertelenmesine karar verilmesine karşın, sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, söz konusu kararın da Dairemizce ONANMASINA karar verilmiştir.

    Yargıtay Yüksek 4. Ceza Dairesinin ONANMA kararına aşağıda belirtilen nedenlerden dolayı katılmıyoruz.
    II)DELİLLER:
    A)Hukuksal Değerlendirme:
    Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı Kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkrayla büyükler için de uygulamaya konulmuş, aynı kanunun 40. maddesi ile 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılıklar hariç tutulmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tâbi kılınmıştır.
    Başlangıçta yalnızca yetişkin sanıklar yönünden ve şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezaları için kabul edilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiş, maddenin altıncı fıkrasına, 25/07/2010 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 7. maddesiyle "sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez." cümlesi eklenmiş, yine maddenin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
    5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1)Suça ilişkin olarak;
    a-Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2)Sanığa ilişkin olarak;
    a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
    c-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,

    d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
    e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve onsekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına ilişkin bir değerlendirme yapılması için, yargılamanın herhangi bir sujesinin talepte bulunması şart değildir. Maddede öngörülen şartların oluşup oluşmadığı ve bu hükmün uygulanıp uygulanmayacağı hakim tarafından her olayda re"sen değerlendirilip takdir edilmeli ve denetime imkan verecek biçimde kararda gösterilmelidir.
    CMK’nın 231. maddesinin 12. fıkrasına göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilecektir.
    Olağan kanun yollarından olan itiraz, 5271 sayılı CMK’nın 267 ila 271. maddeleri, arasında düzenlenmiş olup "İtiraz olunabilecek kararlar" başlıklı 267. maddesinde; "Hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir" şeklindeki düzenlemeye göre, kural olarak sadece hakim kararlarına karşı gidilebilecek olan itiraz yoluna, kanunlarda açıkça gösterilmiş olunması kaydıyla mahkeme kararlarına karşı da başvurulması mümkündür.
    CMK’nın 270 ve 271. maddelerine göre, itiraz incelemesi kural olarak duruşmasız ve dosya üzerinden yapılacak, merci gerekli görürse Cumhuriyet savcısı, müdafii veya vekili de dinleyebilecektir. Bunun yanında merci, yazı ile cevap verebilmesi için itiraz istemini Cumhuriyet savcısı ve karşı tarafa bildirebilecek, kendisi de inceleme ve araştırma yapabileceği gibi gerekli gördüğünde bunların yapılması konusunda emir de verebilecektir.
    CMK’nın itirazla ilgili yukarıda yer verilen maddelerinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik itirazın yalnızca şekil yönünden inceleneceği, esasın inceleme dışı bırakılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 22/01/2013 tarih ve 2012/10-534 esas, 2013/15 sayılı kararında; “İtiraz mercii, o yer Cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelik aleyhe başvurusu üzerine incelemesini sadece şekli olarak değil, hem maddi olay hem de hukuki yönden yapmalı, gerekli gördüğünde cevap vermesi için itirazı sanık müdafiine tebliğ etmeli ve Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafiini dinlemeli, yine ihtiyaç duyduğu konular varsa gerekli araştırma ve incelemeyi yapmalı ya da bunların yapılmasını sağlamalı ve bunun sonucunda da TCK"nın 191/2. maddesi gereğince verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının isabetli olup olmadığına karar vermelidir.” şeklindeki gerekçesiyle itirazın hem maddi hem hukuki yönden ele alınması ve her yönden hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerektiğine karar vermiştir.
    TCK"nın zaman bakımından uygulama başlıklı yedinci maddesinin ikinci fıkrası "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." biçimindedir.
    5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul kenar başlıklı dokuzuncu maddesinin üçüncü fıkrası " Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir." şeklindedir.
    B)İncelenen dosyada;
    Sanık ... Hakkında müşteki ..."e yönelik 25/01/2015 tarihindeki silahlı tehdit suçundan iddianamenin hazırlandığı, ... 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/03/2015 tarihli 2015/51 esas ve 2015/119 sayılı kararı ile sanığın TCK"nın 106/1-a, 106/2-a, 62, 51 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,
    Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,
    Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum olmaması ve suç işlendikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği olumlu davranışlar nedeniyle tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan sanığa verilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 51. maddesi gereğince takdiren ertelenmesine, şeklinde karar verildiği,
    C)Sanığın Adli Sicil Kaydının İncelenmesinde;
    ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/437 esas, 2011/74 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının yer aldığı, anılan kararda suç tarihinin 27/12/2009, karar tarihinin 01/03/2011 olduğu, sanığın 6136 sayılı Yasanın 13/1, TCK"nın 62, 52/2. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 28/03/2011 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
    D)Dosya kapsamı tüm açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanığın işlediği kabul edilen silahla tehdit suçu nedeniyle dosyaya yansıyan ve talep edilen somut maddi bir zarar bulunmamakta, sanığın işlediği suç, nitelik ve hükmolunan ceza süresi itibariyle de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında bulunmaktadır. Sanık, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulamasını kabul etmiştir. Mahkeme tarafından sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Sanığın adli sicil kaydında yer alıp suç tarihi 27/12/2009 karar tarihli 01/03/2011 olan ve itiraz edilmeksizin 28/03/2011 tarihinde kesinleşen, sanığın 6136 sayılı Yasanın 13/1 ve TCK"nın 62, 52/2. maddeleri uyarınca verilen 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 72. maddesiyle CMK"nın 231/8. maddesine eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, sanık hakkında yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel oluşturup oluşturmadığı hususunun, öncelikle çözüme kavuşturulması gerekir.
    Anayasanın 38/4. maddesinde, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağı belirtilmiştir. Yine AİHS"in 6. maddesinin ikinci fıkrasında "bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır" denilmiştir. Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel ilkelerinden birisi de öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, sanığın isnat edilen suçu işlediğine hükmedilmesi ve bu hükmün kesinleşmesi durumunda, suçun işlendiğinden bahsedilebilecektir.
    Kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Ceza Genel Kurulu"nun 10.04.2018 tarihli ve 2014/15-487esas, 2018/151 sayılı kararında da belirtildiği üzere, CMK"nın 231/5. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı hüküm altına alınmış ise de; sanığın belirli sürelerle denetime tabi tutulmasını öngörmesi, adli sicile işlenmese dahi kendisine mahsus bir sisteme kaydedilmesi, 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine engel teşkil etmesi, yine müsadere, yargılama giderleri ve bu kapsamda vekâlet ücretinin sanığa yüklenmesi bakımından hukuki etkilerinin bulunması nedenleriyle bu karar, esasında kesin bir hükmün bir kısım hukuki sonuçlarını doğurmaktadır. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk dünyasında varlık kazanabilmesi ve yukarıda sayılan etkileri gösterebilmesi için yöntemince kesinleşmesi gerekmektedir. Kesinleşmeyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, denetim süresini başlatmayacağı gibi 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra ikinci kez hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine de engel teşkil etmeyecektir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahiptir. Bu özelliği nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
    CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle adli sicil kaydında daha önce verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunan sanık açısından bu karara bağlı denetim süresi içerisinde işlediği kasıtlı suç nedeniyle yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin karma yapısı nazara alındığında yapılan bu değişikliğin sanık aleyhine olduğunda ve bu nedenle incelemeye konu suçların bu tarihten sonra işlenmesi gerektiğinde kuşku yoktur. Peki adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kayıtlar yönünden nasıl bir yol izlenmelidir. İkinci suç tarihi yasal değişikliğin yapıldığı 28/06/2014 ve sonrasında olsa bile, adli sicilde bu tarihten önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kayıt varsa, bu kayıt ikinci suç yönünden engel teşkil edecek midir? Engel teşkil edecekse bunun sınırı nedir? Kanun koyucunun bu düzenlemesinden sanığı sorumlu tutabilmek için "kanunu bilmemek mazeret sayılmaz" ilkesi de nazara alındığında sanık, hem yasal değişikliği hem de adli sicilde yer alan kaydın bu tarihten sonra kesinleştiğini bilmelidir. Adli sicildeki kayıt bu düzenlemeden önce kesinleşmişse sanık yönünden ikinci suç için yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyecektir. Sonuç olarak CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme, incelemeye konu suç tarihinin ve adli sicilde yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kaydın kesinleşmesinin 28/06/2014 ve sonrası olması halinde uygulanabilecektir.
    III)SONUÇ: Bu açıklamalar ışığında;
    Sanığın adli sicil kaydında yer alıp suç tarihi 27/12/2009, karar tarihi 01/03/2011 olan ve itiraz edilmeksizin 28/03/2011 tarihinde kesinleşen 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde 10 ay hapis, 500 TL adli para cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/437 esas, 2011/77 sayılı kararının CMK"nın 231. maddesinin 8. fıkrasına 1. cümlesinden sonra gelmek üzere 28/06/2014 tarihli Resmi gazetede yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 72. maddesi ile yapılan değişiklikten önce kesinleşmesi nedeniyle tekrar hükmün açıklanmasına engel teşkil etmemesi, hükmün açıklanmasına başka bir engel de bulunmaması karşısında, yargılama sürecinde gösterdiği olumlu davranışlar nedeniyle tekrar suç işlemeyeceği konusunda Mahkemesinde olumlu kanaat oluştuğu belirtilmesine rağmen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle HÜKMÜN BOZULMASINA karar verilmesi gerekirken HÜKMÜN ONANMASINA karşıyız. 06/04/2021








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi