4. Ceza Dairesi 2019/7454 E. , 2021/29698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin süresinde oluğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (m. 22, 23) suçtan zarar gören Cumhuriyet savcısının, mağduru olduğu olaya ilişkin iddianame düzenleyemeyeceğine ilişkin açık hüküm bulunmamaktadır.Yine aynı Yasada Cumhuriyet savcısının davaya bakmaktan red sebepleri ve çekinmesi konusunda da bir düzenleme yer almamıştır. Ancak cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir şekilde bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamakla yükümlü olup (CMK, m.160/1) bu amaçla doğrudan doğruya veya emrindeki kolluk görevlileri aracılığıyla her türlü araştırmayı yapabilir (CMK m.161/1), maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür(CMK, m.160/2).
Adil yargılama, yargılamanın gerçekleri yansıtabilmesi için, uyuşmazlığın tarafları arasında fiili ve hukuki bir fark gözetilmeksizin, iddia ve savunmanın eşit ölçülerde ve karşılıklı olarak yapıldığı yargılamadır. Muhakeme, iddia, savunma ve yargılamadan oluşmakta olup, adil yargılanma hakkı sadece yargılama faaliyetiyle değil, muhakemenin bütünüyle ilişkilidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin 06/06/2000 tarihli Magee/Birleşik Krallık kararında bu husus "Adil yargılanma hakkının düzenlendiği AİHS"nin 6. maddesinin esas amacı, yöneltilen suçlama hakkında karar vermeye yetkili bir mahkemede adil yargılanmayı sağlamaktır. Ancak, bu durum adil yargılanma ilkesinin yargılama öncesi soruşturmada hiç uygulanmayacağı anlamına gelmez, Sözleşme"nin 6. maddesi ve özellikle 3. fıkrası dava açılmadan önce de geçerlidir, aksi takdirde yargılamanın hakkaniyeti ciddi şekilde olumsuz etkilenebilir" şeklinde açıklanmıştır.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu"nun 46. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Bulundukları yerde kendi kusurları olmaksızın; herhangi bir nedenle hakimlik ve savcılık mesleğinin gerekli kıldığı şeref veya tarafsızlıkla görev yapamayacakları veya bulundukları yerde kalmaları mesleğin nüfuz ve itibarını sarsacağı soruşturma veya belgelerle anlaşılanlar, isteklerine bakılmaksızın bulundukları bölge içinde başka bir yere atanırlar." biçimindeki düzenleme açık bir yasaklılık, ret veya çekime müessesesi yer almasa da genel bir tayin ve görevlendirme yasağı içermektedir. Bu hüküm hakimlerin yanı sıra Cumhuriyet savcılarının da tarafsızlığına ilişkin bir düzenlemdir. Yine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nun 10/10/2006 gün ve 424 sayılı kararıyla, savcılar için Avrupa Konseyi Macaristan Savcılığı İşbirliği ile Avrupa Konseyi tarafından 29-30 Mayıs 2005 tarihleri arasında Budapeşte"de düzenlenen Avrupa Savcıları Konferansında 31/05/2005 tarihinde kabul edilen savcılar için etik ve davranış biçimlerine ilişkin Avrupa esasları "Budapeşte İlkeleri" benimsenmiştir. Budapeşte İlkelerinin temel görevler başlıklı birinci maddesinde savcıların her zaman ve her koşulda görevlerini tarafsız olarak icra edecekleri, genel olarak mesleki hareket tarzları başlıklı ikinci maddesinde ise savcıların her zaman görevlerini adil bir biçimde, iltimas ve önyargı olmaksızın gerçekleştirecekleri düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında Anayasanın 90/son maddesinin yollamasıyla, AİHS’nin 6 ncı maddesinin 1 inci fıkrası ile aynı sözleşmenin 1 nci maddesindeki düzenleme ve AİHS’nin 46 ncı maddesi gereğince AİHM kararlarının sözleşmeye taraf devletleri bağlayıcı olması ile 2802 sayılı Yasanın 46. maddesinin 1-3 fıkralarındaki düzenlemenin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, Cumhuriyet Savcısının mağduru olduğu olaya ilişkin olarak iddianame düzenlemesinin tarafsızlık ve adil yargılanma ilkelerine aykırı olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak sair yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.