4. Ceza Dairesi 2020/31891 E. , 2021/10426 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ..."in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4, 129/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.950,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, şartları oluşmadığından bahisle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2020 tarihli ve 2019/305 esas, 2020/137 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 16/11/2020 gün ve 2020/99608 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 sayılı kararında ayrıntıları açıklandığı şekilde, 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinde tekerrür hükümlerinin uygulanması için öngörülen sürelerin geçmiş olduğu hallerde, önceki mahkumiyet hükümlerinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesi yönünden engel oluşturmayacağının kabulünün adalet ve hakkaniyete uygun olacağı, somut olayda sanığın yargılamaya konu hakaret suçunu, adlî sicil kaydındaki İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2010 tarihli ve 2008/951 esas, 2010/1089 sayılı kararıyla hükmolunan cezaların infaz edildiği 19/01/2011 ve İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/951 esas, 2010/1089 sayılı kararıyla hükmolunan cezaların infaz edildiği 22/07/2013 tarihlerinden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 58/2-b maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin dolmasından sonra 2018 yılı Aralık ayında işlemiş olması sebebiyle, adli sicil kaydındaki suçların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği gözeltilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" cümlesi eklenmiştir.
5560, 5728, 5739, 6008 ve 6545 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
1)Suça ilişkin olarak;
a-Yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasa"nın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2)Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b-Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
-Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair bir beyanının olmaması,
e-Sanık hakkında daha önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmemiş olması,
Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve on sekiz yaşından büyük olan sanıklar beş yıl, suça sürüklenen çocuklar ise üç yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulacaktır.
CMK"nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 6545 sayılı Kanun"un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme, suç tarihinin 28/06/2014 ve sonrası olması ile adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde uygulanabilecektir.
5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 12. maddesinde: " Arşiv bilgileri;
a) İlgilinin ölümü üzerine,
b) Anayasanın 76. maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren;
1. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,
2. Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,
c) Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.
(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.
(4) Akıl hastalığı nedeniyle hükmedilen güvenlik tedbirlerine ilişkin kayıtlar, infazının tamamlanmasıyla tamamen silinir." hükmün yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda, sanığın adli sicil kaydında yer alan ilamların 17/03/2008 tarihinde işlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve mala zarar verme suçlarına ilişkin adli para cezaları olup, 19/01/2011 tarihinde kesinleşip 22/07/2013 tarihinde infaz edildiği, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 12/c. maddesine göre arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, silinme koşullarının oluştuğu ve suç tarihi olan 2018 Aralık ayı itibariyle kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak değerlendirilemeyecekleri anlaşılmıştır.
Sanığın, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydının bulunmaması, hakaret suçunun somut zarar suçu olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da kabul ettiğinin anlaşılması karşısında; mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, “sanık hakkında adli sicil kaydına konu ilamların yasal engel teşkil etmesi” şeklindeki dosya içeriğiyle uyumlu olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, İstanbul Anadolu 65. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2020 tarihli ve 2019/305 esas, 2020/137 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 23/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.