4. Ceza Dairesi 2021/1366 E. , 2021/10618 K.
"İçtihat Metni"
Basit tehdit, hakaret ve basit yaralama suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/12/2019 tarihli ve 2019/73230-53 soruşturma, 2019/46814 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/05/2020 tarihli ve 2020/1126 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, şüphelinin müştekiye ait güzellik salonun müşterisi olduğu, olay tarihinden bir müddet önce arkadaşı ..."in de hizmet aldığı ancak, yapılan işlemlerin beğenilmemesi nedeniyle iddia olunan suç tarihinde şüphelinin adı geçen arkadaşı ile birlikte mevcut durumu konuşmak için müştekinin dükkanına gittiği ve müşteki ile yapılan görüşme esnasında, beğenilmeyen iş bedelinin parasının arkadaşına iadesini istediği, müşteki tarafından paranın iade edilmeyeceğinin bildirilmesi üzerine, şüphelinin müştekinin sağ kolunu tutmak suretiyle sesini yükselterek müştekiyi tehdit ettiği ve müştekiye hakaret ettiği iddia olunan olay nedeniyle yapılan soruşturma sonunda, çelişen bilgi sahibi beyanlarına itibar edilemeyeceği, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği yönünde hakkında kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de;
Şüphelinin üzerine atılı suçlamaları kabul etmediği ve bilgi sahibi olarak beyanına başvurulan arkadaşı ..."in de şüphelinin beyanını destekler mahiyette ifade verdiği görülmekle birlikte, dosya arasında bulunan, olayın hemen akabinde düzenlenen ve müştekinin sağ kolundaki yaralanmayı belirtir Adli Tıp Kurumu"nun 19/11/2019 tarihli ve 48157 sayılı raporunun müştekinin yaralanma iddiasını doğrular nitelikte olduğu gibi, olay sırasında dükkanda bulunan ve beyanlarına başvurulan ... ..."in, müştekinin şüpheli tarafından tehdit edildiği ve müştekiye hakaret edildiğini açıkça beyan ettikleri, bu halde üzerine atılı suçlar nedeniyle şüpheli hakkında kamu davası açılmasına yeterli delilin bulunduğu, delillerin takdir ve değerlendirmesinin mahkemesince incelenmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
Aynı Kanun"un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet Savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir;
kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
İncelenen dosyada, şüpheli ..."ın müştekinin sahibi olduğu güzellik merkezinden aldığı bir hizmetten memnun kalmayarak para iadesi istemesi üzerine çıkan tartışmada müştekiyi darp ettiği, tehdit ve hakaret ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında, bilgilerine başvurulan tanıklar........."in şikayete konu tartışmayı doğrulamaları ve müştekinin yaralanmasını doğrular nitelikteki adli rapor karşısında; CMK"nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin şüpheli hakkında tehdit, hakaret ve yaralama suçlarından iddianame düzenlenebilmesi için suçların işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüphelinin eylemlerinin sübut bulup bulmadığı hususu, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir. Yapılan açıklamalara göre, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve bu karara itiraz sonucunda verilen itirazın reddine dair mercii kararı hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/05/2020 tarihli ve 2020/1126 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 24/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.