Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/19611
Karar No: 2021/2133
Karar Tarihi: 26.01.2021

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/19611 Esas 2021/2133 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Anıl Büyüktaşçı ve Hatice Işık Büyüktaşçı, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçundan şüpheli olarak soruşturma geçirdi. Soruşturma sonucunda yapılan itiraz kabul edildi ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar kaldırıldı. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istedi. TCK'nın 233. maddesine göre, suçun faili aile hukukundan kaynaklanan bakım, eğitim ve destek olma yükümlülüğü bulunan kişi olmalıdır. Ancak mağdur aileden olmayan üçüncü bir kişi olduğu için mağdur ile anne, babası olan müştekilerin bu suçta zarar gören sıfatlarının bulunmadığı belirtildi. Sonuç olarak şüpheliler hakkında verilen karar bozuldu ve dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına sunuldu. Kararda TCK'nın 233. maddesi detaylı bir şekilde açıklandı.
4. Ceza Dairesi         2020/19611 E.  ,  2021/2133 K.

    "İçtihat Metni"




    KARAR

    Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçundan şüpheliler Anıl Büyüktaşçı ve Hatice Işık Büyüktaşçı haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 11/10/2019 tarihli ve 2019/143378 soruşturma, 2019/100759 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına ilişkin İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 27/12/2019 tarihli ve 2019/8039 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 16/06/2020 gün ve 2020/51936 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “ Dosya kapsamına göre, şüpheliler ... ve ..."nın oğlu olan .... ile mağdur ... "un FMV Özel Erenköy Işık İlk Okulunda öğrenci oldukları, ...."ın, mağdur ..."nun su matarasına kendi idrarını koyarak mağdurun içmesine neden olduğu, olay nedeniyle şüpheliler haklarında müsnet suçtan şikayette bulunulduğu anlaşılmış olup, meydana gelen olayın bireysel olarak gerçekleştirilen bir olay olduğu, "Cezai sorumluluğun şahsiliği" ilkesi gereğince kişilerin sadece kendi eylemlerinden sorumlu olması gerektiği, şikayet konusu olay ile ilgili şüphelilerin herhangi bir eylemlerinin bulunmadığı, bu haliyle şüphelilere isnat olunan Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gibi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 233/1. maddesinde "Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi şikayet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" şeklinde düzenleme bulunduğu, bu suçun mağdurunun çocuk, şüphelilerinin ise çocuğun velisi olan anne ve babası olacağı, üçüncü kişilerin bu suçtan doğrudan zarar görmeyecekleri, soruşturma konusu olayda, 5237 sayılı Kanun"un 233. maddesi kapsamında suçtan zarar görmeyen ... Aksoy ile anne babasının bu suçla ilgili olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz haklarının bulunmadığı, bu nedenle itiraz hakkı bulunmayan müştekilerin itirazlarının usulden reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    5237 sayılı TCK"nın 233. maddesinde :
    "1-Aile hukukundan doğan bakım, eğitim veya destek olma yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
        2- Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
        3-Velâyet hakları kaldırılmış olsa da, itiyadî sarhoşluk, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması ya da onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya baba, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." hükmüne yer verilmiştir.
    İncelenen somut olayda; şüpheliler ... ve ... ..."nın oğlu olan ... ... ile mağdur ... "un FMV Özel Erenköy Işık İlkokulunda öğrenci oldukları, ..."ın, mağdur ..."nun su matarasına kendi idrarını koyarak mağdurun içmesine neden olduğu, olay nedeniyle şüpheliler haklarında mağdurun anne ve babasının şikayetçi olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığınca çocuklarının suç işlemesi nedeniyle aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal etmiş sayılmayacakları, ihlal etttiklerine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, itiraz üzerine de itiraz merciince takdir ve değerlendirmenin mahkemesince yapılması gerektiğinden bahisle itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
    TCK"nın 233. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçun faili aile hukukundan kaynaklanan bakım, eğitim ve destek olma yükümlülüğü bulunan kişidir. Mağduru ise Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre, kendisine bakım, eğitim ve destek alma hakkı tanınan ve bu hakkı fail tarafından yerine getirilmeyen kişidir. Bu suç, mağduru ve faili bakımından özgü suç niteliğindedir. Somut olayda, mağdur aileden olmayan üçüncü bir kişidir. Mağdur ile anne, babası olan müştekilerin bu suçta zarar gören sıfatlarının bulunmadığı, itiraz merciince itiraz hakları bulunmayan mağdur ve müştekilerin itirazlarının reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- Şüpheliler ...ve.... hakkında, İstanbul Anadolu 8. Sulh Ceza Hakimliğinin 27/12/2019 tarihli ve 2019/8039 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- CMK"nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 26/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi