2. Ceza Dairesi 2019/393 E. , 2019/2818 K.
"İçtihat Metni" Sanık hakkında, 21.01.2010 tarihinde hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, denetim süresi içerisinde, 16.02.2011 tarihinde kasten işlediği suçtan dolayı Kumluca Asliye Ceza Mahkemesinin 29.01.2013 gün ve 2011/149, 2013/175 sayılı 24.05.2013 günü kesinleşen hükmü ile mahkumiyetine karar verilip, açıklanması geri bırakılan hüküm yönünden mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, Zara Asliye Ceza Mahkemesince, açıklanması geri bırakılan hüküm kısmen aynı şekilde açıklanmamıştır.
İş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan, daha önce açıklanması geri bırakılan 3,000TL adli para cezasına ilişkin hükmün önceki haliyle açıklanmayıp, TCK"nın 116/4. maddesinin uygulanması suretiyle hükümde değişiklik yapılarak açıklanması suretiyle CMK"nın 231/11. maddesine aykırı davranılması nedeniyle kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dairemizce;
“CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde, açıklanması geri bırakılan hükmün aynı maddenin 11. fıkrası uyarınca aynen açıklanması gerektiği ve ancak önceki haliyle açıklandıktan sonra varsa hukuka aykırılıkların temyiz ya da kanun yararına bozma yasa yolları ile giderilebileceği gözetilmeden, değişiklik yapılarak açıklanması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden” şeklindeki gerekçe ile kanun yararına bozma isteminin kabulüne CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükmün bozulmasına ve aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine karar verilmiş olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.01.2014 gün ve 2014/313563 sayılı itirazı üzerine, dosyanın dairemize gönderilmesi üzerine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede Dairemizce 25.02.2015 tarihli karar ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve dosyanın itiraz hakkında karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiş ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.10.2018 tarihli kararı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Dairemizce verilen 10.12.2014 tarihli bozma kararının kaldırılmasına ve dosyanın Dairemize gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesine karar verilmesinden sonra dosya dairemize gönderilmekle yapılan incelemede;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında, Zara Asliye Ceza Mahkemesinin 21.01.2010 tarihli ve 2009/132 Esas, 2010/5 Karar sayılı ilamı ile işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan 5237 sayılı TCK"nın 116/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca doğrudan 3000 TL adli para cezasına hükmedilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra sanığın deneme süresinde yeniden suç işlemesi nedeniyle açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanmasına karar verilmesi gerektiği halde mahkemeye açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanması dışında bir imkân tanınmadığı gözetilmeden, bu kez TCK"nın 116/4 ve 62/1. maddelerinin uygulanması suretiyle sanığın neticeten 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilerek hükmün değiştirilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (ZARA) Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 21.11.2013 gün ve 2013/107 E., 2013/194 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; sanığın işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan TCK’nın 116/2. maddesi uyarınca 180 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 62/1 maddesi uyarınca 150 gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına ve günlüğü takdiren 20 TL’den hesaplanarak sonuç cezanın 3.000 TL adli para cezası olarak belirlenmesine; TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca tayin olunan adli para cezasının takdiren 10 eşit taksitte ödenmesine, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına; sanık hakkında TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkartılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 18/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.