2. Ceza Dairesi 2020/10896 E. , 2020/7567 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."ün yokluğunda verilen 04/12/2015 tarihli kararın sanığın vasisi adına çıkarılarak vasisi olan ..."e yapılan tebliğ işleminin geçersiz olduğu, sanık ..."ün öğrenme üzerine 11/01/2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Müştekiye ait bir adet projektör ve yaklaşık 75 metre uzunluğundaki kablonun inşaat içerisinden çalındığı, müştekinin soruşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde inşaatın kapısının olduğunu, kapıda herhangi bir zorlama izinin olmadığını ve pencereden girildiğini beyan ettiği, dosya kapsamına göre alınan ifadelerden olay yerinin tam olarak anlaşılamaması ve olay yerine ilişkin kroki veya görgü tespit tutanağında inşaatın özelliğine ilişkin bilginin bulunmadığının anlaşılması karşısında, müştekinin yeniden ifadesine başvurularak ve gerektiğinde mümkünse keşif de yapılarak olay yerinin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edilip, çalınan malzemelerin çalındığı inşaatıın kapı ve pencerelerinin olmaması halinde eylemin TCK’nın 142/1-e. maddesinin, inşaatın kapı ve pencerelerinin olması halinde halinde ise aynı Yasa"nın 142/1-b. maddesinin uygulanması gerektiği nazara alınarak suça konu eşyanın çalındığı yer açıkça belirlenip sonucuna göre sanık ile suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 E., 2018/554 K. sayılı içtihadında belirtildiği üzere Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocukların işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kabule göre de ;
a- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ile uzlaştırma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanık ve suça sürüklenen çocukların eylemlerine uyan TCK"nın 141/1. maddesinde düzenlenen suçun uzlaşma kapsamına alındığı nazara alınarak, uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanık ve suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
b- Suç tarihinden önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan ve fiili işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocuklar hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesi gereğince, aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümlerde 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 02/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.