1. Hukuk Dairesi 2016/16202 E. , 2020/1436 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, eski 93 ada 5 parsel sayılı 503,14 m2 yüzölçümündeki taşınmazda ½ pay sahibi iken, dava dışı Taşdelen Belediyesince imar uygulamasına tabi tutularak çekişme konusu 522 ada 5 parsel sayılı 486,00 m2 yüzölçümlü taşınmazda 1029/2400 payının oluştuğunu, imar uygulaması sonucunda hem taşınmazın alanının ve hem de taşınmazdaki payının azaldığını, aradan geçen 10 yıl içerisinde kendisine hiçbir bilgi verilmediğini, diğer paydaş olan davalının taşınmaz üzerine inşaat yapma hazırlığında olduğunu öğrenmesi üzerine haberdar olduğunu, 34,61 m2’lik kısmın haksız ve muvazaalı olarak davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan 34,61 m2’lik bölüme isabet eden 171/2400 payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, husumetin belediyeye yöneltilmesi gerektiğini, davacının imar uygulamasından haberi olduğunu, davacının imar uygulamasının iptali için süresinde idari yargıda dava açmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, idari işlemin geçerliliğini koruduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Toplanan delillerden ve dosya içeriğinden; eski 93 ada 5 parsel sayılı taşınmazın Taşdelen Belediyesinin 28.12.2005 tarih ve 195 sayılı Encümen kararı ile imar uygulamasına tabi tutulduğu ve çekişme konusu 522 ada 5 parsel numarasını aldığı ve 1029/2400 payının davacı adına, 1371/2400 payının da davalı adına 22.05.2006 tarih ve 9761 yevmiye nolu imar uygulaması işlemi ile tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, tescilin dayanağını oluşturan idari işlem ortadan kaldırılmadıkça ya da idari yargı yerinde iptal davası açılıp bu dava sonucunda işlemin iptaline karar verilmedikçe tapu iptal ve tescil davasının dinlenebilme olanağı yoktur. Zira, henüz sicil kaydı idari bir işleme dayanmaktadır, diğer bir deyişle hukuksal varlığını korumaktadır ve idari işlem anılan kaydın illetini teşkil etmektedir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu, tescilin dayanağını oluşturan idari işlemin iptali için davacı tarafından süresinde açılmış bir davanın bulunmadığı, idari işlemin halen ayakta olup hukuken geçerliliğini koruduğu anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca; idari işlemin hukuken geçerliliğini koruduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Bilindiği üzere, yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 326/1. maddesinde, “Kanunda yazılı haller dışında,yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemece davanın reddine karar verilmesine rağmen, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsizdir.
Davacı ve davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.