1. Hukuk Dairesi 2016/16543 E. , 2020/1513 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TRAFİK TESCİL KAYDININ İPTALİ VE TESCİLİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen trafik tescil kaydının iptali ve tescili davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi. Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, dolmuş hattının trafik tescil kaydının iptali ile tescili isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, ortak mirasbırakan babaları Mehmet ...’un Kadıköy -Ümraniye hattında çalışan ... plakalı dolmuş hattını davalılara satış suretiyle devrettiğini, devir işleminin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla, muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek davalılar adına kayıtlı dolmuş hattının trafik tescil kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, mirasbırakan tarafından yalnız aracın plakasının satıldığını, plakanın o günkü rayiç bedelini mirasbırakana ödediklerini, olayda muris muvazaasının uygulanmayacağını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, minibüsün mirasbırakan tarafından senetle satın alındığı, senet bedellerini davalı ..."nin minübüste çalışarak ödediği, mirasbırakanın temlikinde mal kaçırma amacının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 34 M 1741 sayılı ticari plakayı 15.12.1995 tarihinde davalılara noterde satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, bizzat mirasbırakanın üzerinde tapuda kayıtlı olan taşınmazların mirasbırakan ya da vekili (temsilcisi) tarafından aslında bağış olduğu halde satış biçiminde temlik edilmesi durumunda uygulama olanağı bulur.
İçtihadı birleştirme kararları kapsamları ile sınırlı gerekçeleri ile yol gösterici ve sonuçları ile bağlayıcı kararlar olduğundan tapuda yapılan temlikler dışındaki işlemler yönünden belirtilen içtihadı birleştirme kararı uygulanamaz. Ancak, böyle hâllerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. Gerçekten, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 19. maddesi hükmünde genel muvazaa düzenlenmiş olup, “…..tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır” hükmü getirilmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK"nın 19. maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılacağı yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2009 günlü ve 1999/4-286 esas, 1999/293 karar sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.
Somut olayda ise, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve incelemenin yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hâl böyle olunca, davanın konusunu oluşturan 34 M 1741 sayılı ticari plakanın devri yönünden TBK"nin 19. maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekirken, muris muvazaası kapsamında değerlendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Asıl ve birleştirilen davada davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.