Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardımda bulunmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5362 Esas 2019/8464 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5362
Karar No: 2019/8464
Karar Tarihi: 30.12.2019

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardımda bulunmak - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/5362 Esas 2019/8464 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Ceza Dairesi         2019/5362 E.  ,  2019/8464 K.

  •  


"İçtihat Metni"



I- TALEP:

Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının 05.05.2019 tarih ve 2019/44814 sayılı yazısı ile; silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardımda bulunmak suçundan sanık ..."nun mahkumiyetine, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereÄŸince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair UÅŸak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.01.2019 tarihli ve 2018/68 esas, 2019/23 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine iliÅŸkin UÅŸak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.02.2019 tarihli ve 2019/157 deÄŸiÅŸik iÅŸ sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, mercii UÅŸak 1. Ağır Ceza Mahkemesince yalnızca ÅŸekil ÅŸartları yönünden yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiÅŸ ise de,
Benzer bir olaya iliÅŸkin olarak Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 24.05.2018 tarihli ve 2017/21670 esas, 2018/5880 karar sayılı ilâmında yer alan, "..Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22/01/2013 gün ve 2012/534 esas, 2013/15 sayılı kararında da belirtildiÄŸi üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine, merciin incelemesini sadece ÅŸekli olarak deÄŸil, 5271 sayılı Kanun"un 267-271. maddeleri uyarınca hem maddi olay hem de hukuki yönden incelenmesi gerektiÄŸi.." ÅŸeklindeki açıklamalara nazaran, itiraz mercii tarafından UÅŸak Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının esasa yönelik itirazları konusunda inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiÄŸi gözetilmeden, sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına iliÅŸkin koÅŸulların var olup olmadığı yönünden deÄŸerlendirme yapılarak itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiÅŸtir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel MüdürlüÄŸü ifadeli 19.04.2019 gün ve 94660652-105-64-5272-2019-Kyb sayılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiÅŸtir.
II-OLAY:
UÅŸak Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının 2017/6011 soruÅŸturma, 2018/173 esas ve 2018/38 numaralı 16.01.2018 tarihli iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, 5237 sayılı TCK"nın 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan cezalandırılması istenilen, sabıka kaydı bulunmadığı ve kovuÅŸturma aÅŸamasında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına muvafakat ettiÄŸini beyan ettiÄŸi anlaşılan, süreçte etkin piÅŸmanlık hükümlerinden faydalanmak istediÄŸini belirterek ifade veren sanık hakkında UÅŸak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/68 esasına kayden yapılan yargılama sonunda; 24.01.2019 tarihli 2019/23 karar sayılı ilam ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardımda bulunduÄŸu gerekçesi ile 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 220/7, 221/4-son cümle, 62, 63, 221/5, 3713 sayılı TMK"nın 5/1 maddeleri uyarınca neticeten bir (1) yıl dört (4) ay yirmi ( 20) gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararının sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 314/2 maddesi kapsamında deÄŸerlendirilmesi gerektiÄŸinden kaldırılmasına dair suç vasfına yönelik olarak Cumhuriyet savcısınca yapılan itirazın UÅŸak 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.02.2019 tarihli 2019/157 deÄŸiÅŸik iÅŸ sayılı kararında belirtildiÄŸi ÅŸekli ile; "Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararına itiraz edilmesi halinde yapılacak incelemenin kapsam ve mahiyetini belirleyen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/02/2009 tarih 2009/4-13 Esas, 2009/12 Karar ve 22/01/2013 tarih, 2012/50-534 Esas, 2013/15 Karar sayılı içtihatları uyarınca, sübuta ve esasa yönelik hukuka aykırılığa iliÅŸen hususların Hükmün Açıklanması veya denetim süresi dolması halinde düÅŸme kararı verilmesi sonrası temyiz ve/veya istinaf kanun yolu kapsamında deÄŸerlendirilebilecek olup, itiraz merci olarak "CMK 231/6 maddesinde yer alan suça ve sanığa iliÅŸkin objektif uygulama koÅŸullarının var olup olmadığı ve suçun hukuki nitelendirmesinde yanılgıya düÅŸülüp düÅŸülmediÄŸi" ile sınırlı olacak ÅŸekilde yapılan inceleme sonucuna göre: İtiraz edilen karar dayanağı iddianamedeki hukuki vasıflandırma ve sevk maddeleri, taraf beyanları, sanığın sabıkasız geçmiÅŸi ve maÄŸdur anlatımı itibarıyla, yapılan yargılama neticesi; eyleme uygun hukuki vasıflandırmaya dayalı olarak, belirlenen cezanın tür ve miktarı, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyetinin ve maÄŸdur, kamu veya 3. Åžahıs zarar ve ziyanın bulunmayışı, sanık hakkında yeniden suç iÅŸlemeyeceÄŸi hususunda mahkemede oluÅŸan olumlu kanaât çerçevesinde, CMK 231/6 hükmünde yer alan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı verilmesini gerektirecek uygulama koÅŸullarının oluÅŸtuÄŸu, bu haliyle itiraz edilen UÅŸak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/01/2019 tarih 2018/68-2019/23 E-K sayılı kararında yasal dayanak ve gerektirici sebepler itibarıyla herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılarak itirazın reddine dair aÅŸağıdaki ÅŸekilde karar vermek gerekmiÅŸtir." gerekçesi ile kesin olarak reddedilmesi üzerine, 26.03.2019 tarihinde Cumhuriyet savcısınca yapılan ihbara istinaden Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel MüdürlüÄŸünün 19.04.2019 tarihli yazı ile Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığından belirtilen kararın kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine dosyanın Dairemize gönderildiÄŸi anlaşılmıştır.
III-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
5271 sayılı CMK"nın 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara karşı Cumhuriyet savcısınca suç vasfına yönelik olarak yapılan aleyhe itirazın reddine dair verilen mercii kararında yasaya aykırılık bulunup bulunmadığına iliÅŸkindir.
IV-HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Kanun yararına bozma, kesinleÅŸen hükümde verildiÄŸi zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka iliÅŸkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduÄŸundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
Ayrıntıları, 14.11.1977 tarih, 3-2 sayılı içtihadı birleÅŸtirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen istikrar kazanmış kararlarında (03.04.2012 tarih 2011/10-438 - 2012/141 sy. 10.05.2011 tarih 6-80-90 sy. 14.12.2010 tarih 4-210-259 sy. 15.06.2010 tarih 9-117-146 sy. 23.06.2009 tarih 9-30-177 sy. gibi) açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinde, olaÄŸanüstü ve istisnai bir kanun yolu olarak düzenlenen kanun yararına bozma ile; hakim ya da mahkemelerce verilen ve temyiz veya istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleÅŸen karar yahut hükümlerdeki gerek maddi gerekse usule iliÅŸkin hukuka aykırılıkların hem ilgilisi hem de toplum açısından giderilmesi ile ülkede uygulama birliÄŸinin saÄŸlanması amaçlanmaktadır. Ancak kesin kararlara karşı kabul edilmesi nedeniyle bu amaçlara hizmet etmeyen, sadece yapılan uygulamanın hatalı olduÄŸunun tespiti ile yetinilmesi sonucunu doÄŸuran hukuka aykırılıkların bu yolla çözülmesinde kanun yararı olmadığı gibi bu uygulamanın kesin hükmün otoritesini sarsacağı da açıktır.
Aynı nedenlerle olaÄŸan yasa yollarına göre, kapsamının dar ve sınırlı olması, hukuka aykırılığın, davanın özüne ve cezaya esaslı bir ÅŸekilde etki etmesi, tüm hukuka aykırılıkların bir defada giderilmesi gerekmektedir.
Hakim ya da mahkeme tarafından deÄŸiÅŸtirilmesi, geri alınması her zaman mümkün olan kararlarda yasanın aradığı kesinlikten bahsedilemez.
Ciddi boyuta ulaÅŸmayan, maddi meseleye iliÅŸkin olan, hakimin kanaat ve takdir yetkisi kapsamında kalan hususlar ile infaz aÅŸamasında, soruÅŸturma ya da kovuÅŸturma safhasında alınacak bir kararla giderilebilecek nitelikte olanlar gibi baÅŸka bir yol ve yöntemle giderilmesi mümkün olan hukuka aykırılıkların kanun yararına bozma konusu olamayacağı kabul edilmektedir.
Sübutu kabul edilen eylemin suç oluÅŸturup oluÅŸturmayacağı ya da hangi suçu oluÅŸturacağı yönündeki hukuki tespit, kabul ve uygulamaların yukarıda sayılan, uygulama birliÄŸi ve hukuk güvenliÄŸi amaçları baÄŸlamında kanun/kamu yararı taşıdığından kanun yararına bozma yasa yoluna konu olabileceÄŸinde ÅŸüphe yoktur. Yüksek Ceza Genel Kurulu da aynı görüÅŸtedir.(23.6.2009 t,2009/7-69,176 sy)
Ancak ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 25.10.1993 tarih 260/281 sayılı kararında da açıklandığı üzere; olaya iliÅŸkin deliller toplanıp deÄŸerlendirilmiÅŸse, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine noksan kovuÅŸturma yapıldığından ya da takdirinde yanılgıya düÅŸüldüÄŸünden bahisle kanun yararına bozmaya gidilemez.
Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doÄŸurmamasını ifade eden ve doÄŸurduÄŸu sonuçlar itibariyle karma bir özelliÄŸe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun iÅŸlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düÅŸürülmesi sonucunu doÄŸurduÄŸundan, bu niteliÄŸiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki iliÅŸkiyi sona erdiren düÅŸme nedenlerinden birisini oluÅŸturmaktadır. (CGK.23.03.2010, 2010/2-29-56)
5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Kanunlarla 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde yapılan deÄŸiÅŸiklikler gözönüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması için;
1-Suça iliÅŸkin olarak;
a-Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
b-Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
2-Sanığa ilişkin olarak;
a-Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum edilmemiÅŸ olması,
b-Suçun iÅŸlenmesi maÄŸdurun veya kamunun uÄŸradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
c-Mahkemece sanığın kiÅŸilik özellikleri ile duruÅŸmadaki tutum ve davranışları gözönüne alınarak yeniden suç iÅŸlemeyeceÄŸi hususunda kanaate ulaşılması,
d-Sanığın, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediÄŸine dair bir beyanının olmaması ÅŸartlarının gerçekleÅŸmesi gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.02.2010 tarih 2009/4-253-2010/28, 29.09.2009 tarih 2009/4-130-213, 14.07.2009 tarih 2009/163-202 sayılı kararları ile 23.03.2010 tarih 2010/2-29 esas ve 2010/56 sayılı kararlarından da anlaşılacağı üzere koÅŸulları oluÅŸtuÄŸu halde kararda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması veya objektif koÅŸulların gerçekleÅŸmesine karşın bu koÅŸulların oluÅŸmadığından bahisle uygulanmamasına iliÅŸkin hukuka aykırılık hallerinin hakimin takdir hakkına iliÅŸkin hususlar olmaması nedeni ile kanun yararına bozma konusu yapılabilecektir.
Ancak objektif koÅŸullar oluÅŸmasına karşın mahkeme veya hakimce maddenin 6/b bendi kapsamında verilen takdir yetkisi kullanılmak sureti ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi durumunda kanun yararına bozma yoluna baÅŸvurulamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay deÄŸerlendirildiÄŸinde, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan verilen hapis cezasına iliÅŸkin hükmün 5271 sayılı CMK"nın 231/5 maddesi uyarınca açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara karşı Cumhuriyet savcısınca suç vasfına yönelik olarak yapılan aleyhe itirazın, itiraz merciince suç vasfı yönünden de deÄŸerlendirilerek reddedildiÄŸinin anlaşılması karşısında, delillerin takdir ve deÄŸerlendirilmesinde yanılgıya düÅŸüldüÄŸünden söz edilerek kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağı gözetilerek, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiÅŸtir.
IV-SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının kanun yararına bozma isteÄŸinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİİNE, 30.12.2019 tarihinde oybirliÄŸiyle karar verildi.

 

 

 

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.