Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2986 Esas 2018/2170 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2017/2986
Karar No: 2018/2170
Karar Tarihi: 13.06.2018
Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2986 Esas 2018/2170 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2017/2986 E. , 2018/2170 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.11.2017 tarih ve 2017/61846 sayılı Kanun Yararına Bozma talebi ile ;
Silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan ÅŸüpheli ... hakkında yapılan soruÅŸturma evresi sonucunda Manisa Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca düzenlenen 07/08/2017 tarihli ve 2017/12695 soruÅŸturma, 2017/3233 esas, 2017/454 sayılı iddianamenin iadesine dair Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10/08/2017 tarihli ve 2017/118 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine iliÅŸkin Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/08/2017 tarihli ve 2017/247 deÄŸiÅŸik iÅŸ sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Benzer bir olaya iliÅŸkin olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 31/10/2016 tarihli ve 2016/15416 esas, 2016/16813 sayılı ilamında, "... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 170/2. maddesine göre soruÅŸturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun iÅŸlendiÄŸi hususunda yeterli ÅŸüphe oluÅŸturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı bir iddianame düzenleyerek kamu davası açar. Aynı yasa maddesinin 3. fıkrasında ise iddianamede gösterilmesi ve bulunması gereken unsurlar sayılmıştır. Åžüphelinin ifadesinin veya savunmasının alınmasında belirtilen madde açısından bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Ceza Muhakemesi Hukukunun temel amacı olan maddi gerçeÄŸe ulaşılmasıdır. İddianamede belirtilen suç vasfı deÄŸerlendirildiÄŸinde, suçun takibinin ÅŸikayete baÄŸlı olmadığı ve uzlaÅŸma ile önödeme hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, dosya kapsamında müÅŸteki beyanlarını doÄŸrular nitelikte iki tanığın ifadesine yer verildiÄŸi, bu kanıtların kamu davası açılması için yeterli ÅŸüphe oluÅŸturduÄŸu tartışmasızdır. Åžüphelinin ifadesi veya savunması dosya içerisindeki bu deliller karşısında suçun sübutuna mutlak etki eden bir kanıt niteliÄŸi de taşımamaktadır. Dolayısıyla ÅŸüphelinin ifadesinin alınmasında bu fıkra açısından da bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, ÅŸüphelinin ifadesinin alınmaması sebebiyle iddianamenin iadesine karar verildiÄŸi, bu hususun ikmali amacıyla yapıldığı anlaşılan iddianamenin iadesi ve bu karara yapılan itiraz üzerine verilen kabul kararı yerinde görülmekle, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiÅŸtir..." ÅŸeklinde açıklandığı üzere,
Somut olayımızda Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesince, ÅŸüphelinin suçlamalardan haberdar edilip savunmasının alınmadığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiÅŸ ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede nelerin gösterileceÄŸi, aynı Kanun’un 174/1. maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceÄŸinin belirtildiÄŸi, aynı Kanun’un 170/2. maddesinde yer alan “SoruÅŸturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun iÅŸlendiÄŸi hususunda yeterli ÅŸüphe oluÅŸturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduÄŸu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduÄŸu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte deÄŸerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceÄŸi, ÅŸüphelinin tüm aramalara raÄŸmen bulunamadığı, Salihli Sulh Ceza HakimliÄŸince 10/08/2016 tarihli kararı ile ÅŸüpheli hakkında yakalama emri düzenlenmesine karar verildiÄŸi, iddianamenin iadesi sebepleri arasında sanığın savunmasının alınmamış olmasının sayılmadığı cihetle, itirazın kabulü yerine, yazılı ÅŸekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiÅŸtir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel MüdürlüÄŸü ifadeli 31/10/2017 gün ve 94660652-105-45-9303-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliÄŸ olunur.
OLAY:
Åžüpheli hakkında FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütüne mensup olmaktan yapılan soruÅŸturma sonucunda, örgütle iltisaklı olduÄŸu gerekçesiyle kapatılan Salihli Sanayi ve İşadamları derneÄŸinin denetim kurulu baÅŸkanı olarak görev alması, yine örgütle irtibatlı olduÄŸu iddia edilen dershane ve eÄŸitim kurumlarını bünyesinde barındıran ... A.Åž.’nin ortağı olması, örgütün yurtiçi ve yurtdışı etkinliklerine katılması, talimat sonrası Bank Asya’ya para yatırması, esnaf mütevelli heyetinde yer alması gibi faaliyetlerinin bulunduÄŸuna iliÅŸkin hakkında yeterince delil ve beyan olan, adresini terketmesi nedeniyle kendisine ulaşılmayan ÅŸüpheli hakkında terör örgütü yöneticiliÄŸi suçlamasıyla düzenlenen iddianamenin Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.08.2017 tarih ve 2017/118 deÄŸiÅŸik iÅŸ sayılı kararıyla süphelinin yakalanmaması nedeniyle iade edildiÄŸi, bu karara karşı yapılan itirazın Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.08.2017 tarih ve 2017/247 deÄŸiÅŸik iÅŸ sayılı kararıyla ret edilerek iadeye dair karar kesinleÅŸmiÅŸtir.
KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI
UyuÅŸmazlığın kapsamı; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesinde iddianamede hangi hususların gösterileceÄŸi, aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceÄŸinin belirtildiÄŸi, bu kapsamda silahlı terör örgütü faaliyetleri kapsamında iÅŸlenen suçlardan dolayı yakalanmayan ve ifadesine baÅŸvurulmayan ÅŸüpheliler hakkında kamu davasının açılıp açılamayacağına iliÅŸkindir.
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Kamu davasını açma görevi” baÅŸlıklı 170. maddesine göre;
“(1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) SoruÅŸturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun iÅŸlendiÄŸi hususunda yeterli ÅŸüphe oluÅŸturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.
(3) Görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede;
a) Åžüphelinin kimliÄŸi,
b) Müdafii,
c) Maktul, maÄŸdur veya suçtan zarar görenin kimliÄŸi,
d) MaÄŸdurun veya suçtan zarar görenin vekili veya kanunî temsilcisi,
e) Açıklanmasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kiÅŸinin kimliÄŸi,
f) Åžikâyette bulunan kiÅŸinin kimliÄŸi,
g) Åžikâyetin yapıldığı tarih,
h) Yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun Maddeleri,
i) Yüklenen suçun iÅŸlendiÄŸi yer, tarih ve zaman dilimi,
j) Suçun delilleri,
k) Åžüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,
Gösterilir.
(4) İddianamede, yüklenen suçu oluÅŸturan olaylar, mevcut delillerle iliÅŸkilendirilerek açıklanır.
(5) İddianamenin sonuç kısmında, ÅŸüphelinin sadece aleyhine olan hususlar deÄŸil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.
(6) İddianamenin sonuç kısmında, iÅŸlenen suç dolayısıyla ilgili kanunda öngörülen ceza ve güvenlik tedbirlerinden hangilerine hükmedilmesinin istendiÄŸi; suçun tüzel kiÅŸinin faaliyeti çerçevesinde iÅŸlenmesi halinde, ilgili tüzel kiÅŸi hakkında uygulanabilecek olan güvenlik tedbiri açıkça belirtilir.”
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İddianamenin iadesi” baÅŸlıklı 174. maddesine göre;
“Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruÅŸturma evrakının verildiÄŸi tarihten itibaren on beÅŸ gün içinde soruÅŸturma evresine iliÅŸkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;
a) 170"nci maddeye aykırı olarak düzenlenen,
b) Suçun sübûtuna etki edeceÄŸi mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,
c) Önödemeye veya uzlaÅŸmaya tâbi olduÄŸu soruÅŸturma dosyasından açıkça anlaşılan iÅŸlerde önödeme veya uzlaÅŸma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,
İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.
(2) Suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.
(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiÅŸ sayılır.
(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.”
Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesince CMK’nın 174. maddesi uyarınca verilen iddianamenin iadesi kararının gerekçesi, savunması alınmayan ÅŸüpheliler hakkında eksik soruÅŸturma yapılmasına iliÅŸkindir. Cumhuriyet BaÅŸsavcılığınca bu karara itiraz edilmesi üzerine, itirazı inceleyen Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı gerekçelerle itirazın reddine karar verildiÄŸi görülmektedir.
5271 sayılı CMK"da düzenlenen iddianamenin iadesi kurumu, uzun süren yargılama süreçlerinin önüne geçilebilmesi ve davaların “tek oturum” da bitirilebilmesini temin amacıyla getirilen düzenlemelerden biridir. Bunun gerçekleÅŸtirilebilmesi için de soruÅŸturma safhasında tüm delillerin toplanmış olması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK’nın 2/e maddesinde “kanuna göre yetkili merciilerce suç ÅŸüphesinin öÄŸrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre” olarak tanımlanan soruÅŸturma safhasında asıl görevli ve yetkili makam Cumhuriyet savcısıdır. SoruÅŸturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı, ihbar veya baÅŸka bir suretle bir suçun iÅŸlendiÄŸi izlenimini veren bir hâli öÄŸrenir öÄŸrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeÄŸin ortaya çıkarılması için soruÅŸturmaya baÅŸlayacaktır. SoruÅŸturma safhasında ceza muhakemesinin amacı olan maddi gerçeÄŸe ulaşılabilmesi için tüm süjelerin sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Her sanığın derdini anlatabilmesini, ne istediÄŸini söyleyebilmesini, hiç veya gereÄŸi gibi dinlenilmeden mahkûm edilememesini, öne sürülen iddiaları ve aleyhine olan delilleri çürütebilmesini ve bu sayede muhakemenin gidiÅŸine etki edebilmesini ifade eden ilkeye “meram anlatma ilkesi” denmektedir. ÇaÄŸdaÅŸ Ceza Muhakemesi Hukukunda sanık, hiç bir hakkı olmayan bir soruÅŸturma konusu, objesi deÄŸil, belli hakları ve yükümlülükleri bulunan ve muhakemenin gidiÅŸine etki edebilen bir muhakeme süjesidir.
CMK’nın 170/5. fıkrasında “İddianamenin sonuç kısmında, ÅŸüphelinin sadece aleyhine olan hususlar deÄŸil, lehine olan hususlar da ileri sürülür.” hükmüne yer verilmiÅŸtir. Emredici nitelikte bulunan bu kuralın yerine getirilmesi çoÄŸu zaman ÅŸüphelinin savunmasının alınmasıyla iÅŸlerlik kazanacaktır.
Öte yandan Anayasamızın 90/5 maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan, Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesi ve bu sözleÅŸmenin yorumunu yapan baÄŸlayıcı nitelikteki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin adil yargılanma hakkına iliÅŸkin kararları uyarınca da etkili, yeterli ve adil bir soruÅŸturmanın yürütülebilmesi için, ÅŸüphelinin suçlamalardan haberdar edilip, savunma hakkının tanınması hususları temel prensiplerdendir.
İddianamenin iade müessesesine CMK’da yer verilmesine etken olan nedenlerden birisi de, lekelenmeme hakkıdır.İdanemedeki ÅŸekle iliÅŸkin eksiklikler her zaman giderilebilir. Ancak eksik soruÅŸturma sonucu, yeterli suç ÅŸüphesi oluÅŸturmayan delillerle kiÅŸilere sanık sıfatı yüklendikten sonra, yargılama sonucunda beraat etmesi, o kiÅŸinin aklanmasını saÄŸlar ancak hak ihlalini engellemez. Aksi takdirde kanun koyucu suçun subutuna etkili olan bir delil toplanmadan dava açılmasını iade nedeni olarak kabul etmezdi. Bu nedenle Cumhuriyet savcısı topladığı delillere göre süphelinin mahkum olacağını düÅŸünüyorsa dava açmalıdır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi hukukunda tüm deliller toplandıktan sonra kamu davası açılacağı, iddia ve savunma duruÅŸmada dinlenerek sunulan deliller tartışma konusu yapılmak suretiyle bir celsede hüküm kurulması gerektiÄŸi, ancak zorunlu hallerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruÅŸmaya ara verilebileceÄŸi, delillerin ikamesine, iddianamenin kabul kararı okunmasından sonra sanığın savunmasının alınması ile baÅŸlanacağı, kanunun ayrık tuttuÄŸu haller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruÅŸma yapılamayacaktır.Bu haller sanığın tebligata raÄŸmen geçerli mazereti olmaksızın duruÅŸmaya gelmemesi veya kaçak konumda bulunmasıdır. GörüldüÄŸü üzere genel kural sanığın bulunduÄŸu ortamda duruÅŸmanın yapılmasıdır.
Sorgusu yapılmamış sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulamaz.(CMK 193/2 ve 247/3) Sanığın savunmasının alınması davanın bitirilmesi için CMK’nın 223/8. maddesinde öngörülen “ÅŸart” niteliÄŸindedir. Dolayısıyla yakalanmayan örgüt mensubu ÅŸüpheliler hakkında kamu davası açılmış olması durumunda davanın sonuçlandırılma imkanı bulunmadığından soruÅŸturma evrakı Cumhuriyet BaÅŸsavcılığında deÄŸil mahkemede beklemiÅŸ olacaktır. Bu hal davanın makul sürede bitirilmesi ilkesini de ihlal edecektir.
Sanık olmaksızın yargılama olmaz ilkesinin bazı istisnaları vardır.
Kaçakların yargılanması CMK. 247 ve müteakip maddelerde düzenlenmiÅŸtir. 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle yapılan deÄŸiÅŸiklikle "Hakkındaki soruÅŸturmanın veya kovuÅŸturmanın sonuçsuz kalmasını saÄŸlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle Cumhuriyet savcısı veya mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kiÅŸiye kaçak denir." 2/1/2017 tarihli ve 680 sayılı KHK’nin 12 nci maddesiyle, Kaçaklık kararı verebilme koÅŸullarını düzenleyen 247/2. fıkrada deÄŸiÅŸiklik yapılmış ve 1/2/2018 tarihli ve 7072 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle aynen kabul edilerek kanunlaÅŸmıştır. Maddenin son ÅŸekli; "Hakkında, 248 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen suçlardan dolayı soruÅŸturma veya kovuÅŸturma baÅŸlatılmış olan ÅŸüpheli veya sanığın, yetkili Cumhuriyet savcısı veya mahkemece usulüne göre yapılan tebligata uymamasından dolayı verilen zorla getirilme kararı da yerine getirilemez ise, Cumhuriyet savcısı veya mahkeme;
a) ÇaÄŸrının bir gazete ile ÅŸüpheli veya sanığın bilinen konutunun kapısına asılmak suretiyle ilânına karar verir; yapılacak ilânlarda, onbeÅŸ gün içinde gelmediÄŸi takdirde 248 inci maddede gösterilen tedbirlere hükmedilebileceÄŸini ayrıca açıklar,
b) Bu iÅŸlemlerin yerine getirildiÄŸinin bir tutanak ile saptanmasından itibaren onbeÅŸ gün içinde baÅŸvurmayan ÅŸüpheli veya sanığın kaçak olduÄŸuna karar verir. (3)
(3) Kaçak sanık hakkında kovuÅŸturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkûmiyet kararı verilemez. (2)
(4) DuruÅŸma yapılan hâllerde kaçak sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir avukat görevlendirilmesini ister"
Maddede deÄŸiÅŸiklik yapılmasının amacı, soruÅŸturma safhasının da sisteme dahil edilerek “kaçaklık” kararının verilme koÅŸullarını basitleÅŸtirmek ve kolaylaÅŸtırmaktan ibarettir. DeÄŸiÅŸiklik öncesideki yasal düzenlemeye göre de kaçaklar hakkında kovuÅŸturma yapılmasına engel hal yoktur.
Temadi eden suçlarda iddianemenin iadesi hususunda diÄŸer suçlarda farklı deÄŸerlendirme yapmak gereklidir. Dairemizce de benimsenen, öÄŸretide ekseriyetle kabul gören yerleÅŸik yargısal kararlara göre, örgütü yönetmek ya da örgüte üye olmak suçları mütemadi (kesintisiz) suçlardandır. Yani fiilin icrası süreklilik arz eder. Bu suçlarda örgüt hiyerarÅŸisine dahil olup faaliyetlere baÅŸlanmakla suç tamamlanmıştır. Ancak fiilin icrası devam ettiÄŸi müddetçe fiilin ifade ettiÄŸi haksızlık da süreceÄŸinden suç iÅŸlenmeye devam edecektir. Failin kendi isteÄŸiyle ya da irade dışı olarak örgütten ayrılması halinde suç bitmiÅŸ olacaktır. Mütemadi suçların tamamlanmasıyla bitmesi aynı anlamı taşımamaktadır.
Mütemadi suçların ceza ve muhakeme hukuku bakımından önemli sonuçları mevcuttur. Ceza hukuku bakımından, suça teÅŸebbüs fiilin bitmesine kadar deÄŸil tamamlanmasına kadar mümkündür. İştirak ise bitinceye kadar gerçekleÅŸebilir. Suç iÅŸlenmeye devam ettiÄŸinden, koÅŸulları varsa meÅŸru savunma hükümleri uygulanabilir. Uygulanacak ceza hükümleri bakımından temadinin bittiÄŸi tarih esas alınmalıdır. Yine kusur yeteneÄŸi ve yaÅŸ küçüklüÄŸü bitiÅŸ tarihine göre tayin edilir. Muhakeme hukuku bakımından ise, zamanaşımı, yetkili mahkeme ve ÅŸikayet süresi temadinin bitiÅŸine göre deÄŸerlendirilecektir. Ancak suçun mütemadi niteliÄŸi, kural olarak görevli mahkemenin belirlenmesi ya da kovuÅŸturma usulünün tespiti baÄŸlamında bir özellik taşımaz. Örgüt üyeliÄŸi temadi eden suçlardan olması nedeniyle hukuki ve fiili kesintiyle sona erecektir. Kesinti tarihi suç tarihidir
Mütemadi suçlarda iddianame düzenlemekle hukuki kesintinin gerçekleÅŸtiÄŸinin kabulü halinde dava zamanaşımı süresi de iÅŸlemeye baÅŸlayacaktır. Bir taraftan suç iÅŸlenmeye devam ederken iddianameyle kamu davası açılması nedeniyle bu suçun dava zamanaşımına uÄŸrama tehlikesi ortaya çıkacaktır. DiÄŸer taraftan tamamlanan ancak bitmeyen mütemadi suçtan dolayı aynı sanık hakkında çok sayıda iddianame düzenlenebilecektir. Bu nedenle kamu davası açılması için yeterli delil bulunan hallerde savunma alınmaksızın dava açılmasına engel hal yok ise de, mütemadi suçlardan olan örgüt üyeliÄŸi suçunda yakalamanın gerçekleÅŸmediÄŸi durumda dava açılması bir yarar saÄŸlamayacaktır. Ayrıca eksik soruÅŸturma nedeniyle yeterince delil toplamadan açılan davalar beraatle sonuçlanabilecektir. KovuÅŸturmaya yer olmadığına iliÅŸkin kararlarda yeni delil ortaya çıkması halinde dava açma olanağı var ise de kesin hüküm halinde CMK 314. maddedeki sınırlı nedenlere dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi mümkün olup, bu durum maddi gerçeÄŸe ulaÅŸmaya da engel oluÅŸturacaktır.
Terör suçlarında amaç suça elveriÅŸli araç suç iÅŸlenmesi halinde suç tarihi araç suçun iÅŸlendiÄŸi tarihtir. Bu nedenle mütemadi suçtan bahsetmek söz konusu deÄŸil ise de, örgütsel faaliyetlerinin devam ettiÄŸi dönemlerde aynı nitelikte suç iÅŸleme olanağı bulunduÄŸundan yerleÅŸik uygulamaya göre amaç suçtan ancak bir kez hüküm kurulması gerekliliÄŸi karşısında, yakalanmayan sanık hakkında kamu davası açılması usul ekonomisi bakımından fayda saÄŸlamayacaktır.
Bu suçlarda, birden çok sanığın suça iÅŸtirak etmeleri nedeniyle birlikte görülmesi gereken baÄŸlantılı davalarda (CMK. 8 m.), dava zamanaşımı tehlikesinin söz konusu olduÄŸu hallerde, örgütsel suçlarda yöneticiler hakkında TCK’nın 220/5 maddesinin uygulanması gerektiÄŸi durumda, ÅŸüphelilerin bir kısmı yakalanmamış veya kaçak olsalar da dava açılabileceÄŸi gözetilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre, somut olayda;
FETÖ/PDY isimli silahlı terör örgütünün yönetici kadrosundan olduÄŸu, örgütle iltisaklı olduÄŸu gerekçesiyle kapatılan Salihli Sanayi ve İşadamları derneÄŸinin denetim kurulu baÅŸkanı olarak görev alması, yine örgütle irtibatlı olduÄŸu iddia edilen dershane ve eÄŸitim kurumlarını bünyesinde barındıran Uluçınar Özel EÄŸitim ve Dershanecilik A.Åž.’nin ortağı olması, örgütün yurtiçi ve yurtdışı etkinliklerine katılması, talimat sonrası Bank Asya’ya para yatırması, esnaf mütevelli heyetinde yer alması gibi faaliyetlerine iliÅŸkin hakkında suç ÅŸüphesi oluÅŸturabilecek düzeyde delil bulunduÄŸu anlaşılan ÅŸüpheli hakkında; savunma alınmaksızın kamu davası açılabilecek ise de; yukarıda açıklanan gerekçeler doÄŸrultusunda hakkında yakalama müzekkeresi düzenlendikten sonra makul süre aranmadan, CMK 247 ve müteakip maddeleri gereÄŸince “kaçaklık” kararı da verilmemiÅŸ olan ÅŸüphelinin, mütemadi suçlarda, temadinin ancak yakalanma ile kesileceÄŸi yönündeki yerleÅŸik içtihatlar doÄŸrultusunda, yakalanmaması nedeniyle örgütsel faaliyetlerine devam eden ÅŸüpheli hakkında, iddianamenin iadesinde hukuka aykırılık görülmemiÅŸtir.
SONUÇ VE KARAR:
Manisa 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.08.2017 tarihli ve 2017/247 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olduğundan Kanun Yararına Bozma talebinin REDDİNE,
Usuli iÅŸlemlerin yapılabilmesi için dosyanın CMK 309/4-a maddesi gereÄŸince dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2018 tarihinde oybirliÄŸiyle karar verildi.
