Silahlı terör örgütüne üye olma - Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek - Haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek - Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma - Kamu görevlilerinin resmî belgede sahteciliği - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/3345 Esas 2021/4494 Karar Sayılı İlamı
- Ana Sayfa
- Silahlı terör örgütüne üye olma - Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek - Haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek - Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma - Kamu görevlilerinin resmî belgede sahteciliği - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/3345 Esas 2021/4494 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2020/3345
Karar No: 2021/4494
Karar Tarihi: 30.06.2021
Silahlı terör örgütüne üye olma - Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek - Haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek - Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma - Kamu görevlilerinin resmî belgede sahteciliği - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/3345 Esas 2021/4494 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2020/3345 E. , 2021/4494 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Hukuka aykırı olarak kiÅŸisel verileri kaydetmek, HaberleÅŸmenin gizliliÄŸini ihlal etmek, Suç iÅŸlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, Kamu görevlilerinin resmî belgede sahteciliÄŸi
Hüküm : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet, sanık ... hakkında TCK"nın 314/2, 221/4-2. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5/1 maddesi, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri, sanık ... hakkında CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ve sanıklar hakkında TCK’nın 204/2, 43/1, 53, 62 maddeleri ile TCK’nın 132/1, 132/1-2. cümle, 137/1-a, 53, 62 maddeleri uyarınca verilen mahkûmiyet kararlarına yönelik istinaf baÅŸvurularının esastan reddi
Temyiz edenler : Sanıklar ve müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm süresinde temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, baÅŸvurunun süresi, kararın niteliÄŸi ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereÄŸi düÅŸünüldü;
Ceza miktarları itibariyle yasal şartları taşımayan duruşmalı inceleme taleplerinin CMK"nın 299. maddesi uyarınca reddine;
1) KiÅŸisel verilerin kaydedilmesi suçundan sanıkların cezalandırılmasına iliÅŸkin kararın incelenmesinde;
Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanması geri bırakılmasına dair kararlar CMK"nın 231/12 maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olup, bu kararların temyizi mümkün bulunmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına, gereÄŸinin merciince yerine getirilmek üzere mahalline İADESİNE,
2) Kamu görevlisinin resmî belgede sahteciliÄŸi ve haberleÅŸmenin gizliliÄŸini ihlal suçları bakımından yapılan incelemede;
Atılı suçlardan verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, verilen cezaların tür ve süresine göre 7188 sayılı Kanunun 29. maddesi ile deÄŸiÅŸik CMK"nın 286. maddesi gereÄŸince temyiz edilemez nitelikte olduÄŸundan; sanıklar ve müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemlerinin CMK"nın 298. maddesi gereÄŸince REDDİNE,
3) Silahlı terör örgütüne üye olma suçu bakımından yapılan incelemede:
Temyiz talebinin reddi sebepleri bulunmadığından iÅŸin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluÅŸtuÄŸu duruÅŸma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriÄŸine göre yapılan inceleme sonunda;
A- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden;
Tüm dosya kapsamı gözetilerek diÄŸer delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduÄŸu görülmekle istinaf aÅŸamasında geldiÄŸi anlaşılan, CMK"nın 217. maddesine aykırı olarak duruÅŸmada okunmayan veri inceleme raporlarının istinaf gerekçeli kararında hükme esas alınması ve sanıklar ... ile ...’ın ByLock kullanıcısı olduÄŸunu bildiren ayrıntılı ByLock tespit ve deÄŸerlendirme tutanağının dosyaya gelmesi beklenilmeden karar verilmesi sonuca etkili bulunmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli iÅŸlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan delillerin hukuka uygun olarak elde edildiÄŸinin belirlendiÄŸi, aÅŸamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini saÄŸlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiÄŸi, özleri deÄŸiÅŸtirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çeliÅŸmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doÄŸru olarak nitelendirildiÄŸi ve kanunda öngörülen suç tipine uyduÄŸu, yaptırımların kanuni baÄŸlamda ÅŸahsileÅŸtirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ve müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdüÄŸü nedenler yerinde görülmediÄŸinden CMK’nın 302/1. maddesi gereÄŸince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
B- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında verilen hükümlerle ilgili olarak:
a. ... yönünden;
Hüküm verildikten sonra geldiÄŸi anlaşılan Emniyet Genel MüdürlüÄŸü KOM Daire BaÅŸkanlığı tarafından gönderilen veri inceleme raporlarına dayanak delilin elde ediliÅŸine iliÅŸkin "gizli tanık Garson’un daha önce hakim huzurunda verdiÄŸi ifadeye dair tutanaklarla CMK"nın 134. maddesine göre alınan hakimlik kararı soruÅŸturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığından araÅŸtırılarak temin edilip, UYAP veri havuzundan araÅŸtırma yapılarak sanık hakkında herhangi bir itirafçı beyanı olup olmadığının saptanması halinde istenmesi, toplanan delillerin duruÅŸmada CMK"nın 217. maddesi uyarınca okunup tartışılmasından sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz belgelere dayanılarak eksik araÅŸtırmayla yazılı ÅŸekilde karar verilmesi,
b-... yönünden;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16-956 E. 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleÅŸen, Dairemizin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla verdiÄŸi 24.04.2017 tarih, 2015/3 E. 2017/3 sayılı kararında; "ByLock iletiÅŸim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluÅŸturulan ve münhasıran bir suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir aÄŸ olması nedeniyle örgüt talimatı ile bu aÄŸa dahil olunduÄŸunun ve gizliliÄŸi saÄŸlamak için haberleÅŸme amacıyla kullanıldığının her türlü ÅŸüpheden uzak kesin kanaate ulaÅŸtıracak teknik verilerle tespiti halinde kiÅŸinin örgütle baÄŸlantısını gösteren delil olacağı"nın kabul edildiÄŸi gözetilmekle,
ByLock kullanıcısı olduÄŸunu kabul etmeyen sanığın ByLock uygulamasını kullandığının kuÅŸkuya yer vermeyecek ÅŸekilde teknik verilerle tespiti halinde, ByLock kullanıcısı olduÄŸuna dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında, temyiz aÅŸamasında dosyaya geldiÄŸi anlaşılan 328803 ID nolu ByLock tespit ve deÄŸerlendirme tutanağının, sanık hakkında beyanları bulunan Mustafa Paslı ve Akın YaÅŸkeçeli’nin ifade ve teÅŸhis tutanakları ile birlikte yine hüküm verildikten sonra geldiÄŸi anlaşılan Emniyet Genel MüdürlüÄŸü KOM Daire BaÅŸkanlığı tarafından gönderilen veri inceleme raporlarına dayanak delilin elde ediliÅŸine iliÅŸkin "gizli tanık Garson’un daha önce hakim huzurunda verdiÄŸi ifadeye dair tutanaklarla CMK"nın 134. maddesine göre alınan hakimlik kararı soruÅŸturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcılığından araÅŸtırılarak temin edilerek toplanan delillerin duruÅŸmada CMK"nın 217. maddesi uyarınca okunup tartışılmasından sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz belgelere dayanılarak eksik araÅŸtırmayla yazılı ÅŸekilde hüküm kurulması,
c. ... yönünden;
Adil yargılamanın zımni gerekleri "hakkaniyete uygun yargılama" kavramından hareket ederek saptanmıştır. Bu gereklerden en önemlisi Anayasanın 36. maddesinde de açıkça ifade edilmiÅŸ olan "savunma hakkı"dır. Ceza yargılamasındaki savunma haklarının güvence altına alınması demokratik toplumun temel bir ilkesidir. Bu sebeple hakkaniyete uygun bir yargılamanın gerçekleÅŸtirilmesi için, yargılamanın yürütülmesi sırasında alınan önlemlerin, savunma hakkının yeterince ve tam olarak
kullanılması ile uyumlu olması ve bu hakların teorik ve soyut deÄŸil, etkili ve pratik olacak ÅŸekilde yorumlanması gerekmektedir (Anayasa Mahkemesi B. No: 2013/4784, 7/3/2014, § 32).
Müdafii; ÅŸüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı ifade eder. (CMK m. 2/l-c)
Müdafilik ihtiyari veya zorunlu olabilir. 1412 sayılı CMUK"un, kiÅŸisel savunmada kural olarak ihtiyari müdafiilik sistemini benimsemiÅŸ, sınırlı bazı hallerde ise kiÅŸilerin kendilerini yeterince savunamayacakları ve kamusal bir kurum olan savunmanın zaafa uÄŸrayacağı kabulünden hareketle zorunlu müdafiilik sistemini getirmiÅŸtir. 5271 sayılı CMK"nın ise zorunlu müdafilik sistemini, istisna olmaktan çıkararak adeta kural haline getirecek derecede geniÅŸletmiÅŸtir (CGK.17.02.2009 12008/1-172 E. 2009/26 K.).
Åžüpheli veya sanık soruÅŸturma ve kovuÅŸturmanın her aÅŸamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir. Müdafiiyi kendisi ya da kanuni temsilcisi seçebilir. Müdafii seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafii görevlendirilir. Bu haller isteÄŸe baÄŸlı müdafiliktir. Kanunumuz bazı hallerde ise zorunlu müdafiliÄŸi benimsemiÅŸtir. Bu durum Ceza Genel Kurulunun gündemine birçok kez gelmiÅŸtir.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.12.2016 tarih ve 2016/17-939, 2016/465 sayılı kararında açıklandığı üzere, 5271 sayılı CMK’ya göre; müdafii bulunmayan ÅŸüpheli veya sanığın; çocuk, kendini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz olması (CMK’nın 150/2. maddesi), soruÅŸturma veya kovuÅŸturma konusu suçun cezasının alt sınırının beÅŸ yıldan fazla hapis cezasını gerektirmesi (CMK’nın 150/3. maddesi), resmi bir kurumda kusur yeteneÄŸinin araÅŸtırılması için gözlem altına alınmasına karar verilecek olması CMK’nın 74/2 (maddesi), tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmesi (CMK’nın 101/3. maddesi), davranışları nedeniyle hazır bulunmasının duruÅŸmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşılan sanığın yokluÄŸunda duruÅŸma yapılması (CMK’nın 204/1. maddesinde) ve kaçak sanık hakkında duruÅŸma yapılması (CMK’nın 247/4. maddesinde) hallerinde, ÅŸüpheli veya sanığın istemi bulunmasa, hatta açıkça müdafii istemediÄŸini beyan etse bile müdafii görevlendirme zorunluluÄŸu bulunmaktadır.
Adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan müdafii yardımından yararlanmadan vazgeçmenin geçerli ve etkin olabilmesi için her türlü ÅŸüpheden uzak bir açıklıkta olması, ayrıca sonuçlarının ağırlığı itibariyle asgari garantileri içermesi, önemli hiçbir kamu menfaatine ters düÅŸmemesi ve vazgeçmenin sonuçlarının makul olarak öngörebileceÄŸinin ortaya konulması gerekir (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Salduz/Türkiye Davası, B. No: 36391/02, 27/11/2008; Talat Tunç/Türkiye Davası, B. No: 32432/96, 27/3/2007). Ne var ki; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bazı durumlarda kiÅŸinin talebi olmasa da resen ücretsiz olarak avukat tayin edilmesi gerektiÄŸini belirtmektedir. KiÅŸinin imkanının olmaması yanında, ayrıca suçlama nedeniyle alabileceÄŸi özgürlükten mahrum bırakılmayı gerektiren bir ceza ve davanın karmaşıklığı, avukat yardımının saÄŸlanmasını gerektiren bir hukuki menfaati ortaya çıkarmaktadır (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Talat Tunç/Türkiye Davası, B. No: 32432/96, 27/3/2007).
Bu cümleden olarak, kanun koyucu bir suç isnadıyla karşı karşıya kalan ÅŸüpheli ya da sanığın, müdafii yardımından faydalanmak hakkından açıkça vazgeçmesi halinde dahi adaletin selameti bakımından re"sen bir müdafiin atanması gerektiÄŸini, 5271 sayılı CMK"da tahdidi olarak düzenlemiÅŸtir.
5271 sayılı Kanunun 151. maddesine göre görevlendirilen müdafii, duruÅŸmada hazır bulunmaz veya vakitsiz olarak duruÅŸmadan çekilir veya görevini yerine getirmekten kaçınırsa, hâkim veya mahkeme derhâl baÅŸka bir müdafii görevlendirilmesi için gerekli iÅŸlemi yapmak zorundadır.
Keza ayrıntıları Dairemizce de benimsenen Anayasa Mahkemesinin 31.12.2014 tarihli (Gürhan Nerse Bireysel BaÅŸvuru) ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu 31.01.2012 tarih ve E. 2011/6-249, K.2012/1 sayılı kararlarında açıklandığı üzere; sanığın zorunlu müdafii de azletme ve deÄŸiÅŸtirilmesini isteme hakkı bulunmaktadır.
Ayrıca, baÅŸvurucuya atanan müdafii ile baÅŸvurucu yargılama sürecinde hiçbir zaman bir araya gelmediklerine göre müdafiin dosyayı çalışmak, savunma hazırlamak ve gerektiÄŸi taktirde baÅŸvurucuya danışmak için yeterli zaman, imkân ve kolaylıklara sahip olduÄŸu söylenemez (AİHM Goddi/İtalya, B. No: 8966/80, 9/4/1984, § 31). Böyle bir durumda da baÅŸvurucunun savunma hakların tam anlamıyla kullanabileceÄŸi düÅŸünülemez.
Açıklanan gerekçeler doÄŸrultusunda somut olay deÄŸerlendirildiÄŸinde;
Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan, kovuÅŸturma aÅŸamasında kendisinin seçtiÄŸi bir müdafii bulunmadığı gibi CMK’nın 156. maddesi uyarınca da re"sen müdafii görevlendirilmeyen sanığa, Anayasanın 36 ve Avrupa İnsan Hakları SözleÅŸmesinin 6. maddelerinde teminat altına alınan adil yargılanma ilkesinin zorunlu sonucu olarak CMK’nın 150. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca müdafii görevlendirilmesi gerektiÄŸi gözetilmeden, savunma hakkının kısıtlanmasına netice verecek biçimde müdafii hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle CMK"nın 150/3, 188/1, 197/1 ve 289/1-a-e maddelerine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüÅŸ olduÄŸundan sanık ... yönünden sair yönleri incelenmeyen hüküm ile diÄŸer hükümlerin bu nedenlerle CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ... hakkında atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı ve mevcut delil durumları gözetilerek tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüÄŸe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle deÄŸiÅŸik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Rize Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneÄŸinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına TEVDİİNE, 30.06.2021 tarihinde oy birliÄŸi ile karar verildi.
