Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/7826 Esas 2017/7 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2016/7826
Karar No: 2017/7
Karar Tarihi: 09.01.2017
Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2016/7826 Esas 2017/7 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme kararında, ağa imzanın kötüye kullanılması suçundan dolayı açılan davanın, suçun şikayete bağlı olması sebebiyle, şikayet hakkının kullanılmaması nedeniyle düşmesi gerektiği belirtilmiştir. Şikayet hakkının kullanılması için altı aylık sürenin, fiilin veya failin kim olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren başladığı vurgulanmıştır. Mahkeme kararı, 5237 sayılı TCK'nun 73. maddesindeki hüküme atıfta bulunmuştur. Kararda, 25.11.2009 tarihli \"ödeme taahhütnamesi\" adlı belgenin ilamsız takibe konu edildiği, şikayetin 22.06.2010 tarihinde yapıldığı, 25.11.2009 tarihli \"teminat iadesi ve kira sözleşmesi\" adlı belgenin ise ilamsız takipte kullanılmadığı ve şikayetin 15.09.2010 tarihinde yapıldığı belirtilmiştir. Karar, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir ve Yargıtay tarafından uygulanması gereken kanun maddeleri şu şekildedir: 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi.
21. Ceza Dairesi 2016/7826 E. , 2017/7 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Açığa imzanın kötüye kullanılması
HÜKÜM : DüÅŸme
25.11.2009 tarihli “ödeme taahhütnamesi” ile “teminat iadesi ve kira sözleÅŸmesi” baÅŸlıklı belgelerin altındaki imzaların katılana ait olmasına raÄŸmen, içeriÄŸinin sanık tarafından katılanın rızası hilafına doldurulduÄŸu iddiasıyla her iki belgeye yönelik olarak “açığa atılan imzanın kötüye kullanılması” suçundan kamu davası açılması karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 73. maddesinde, “soruÅŸturulması ve kovuÅŸturulması ÅŸikayete baÄŸlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde ÅŸikayette bulunmadığı takdirde soruÅŸturma ve kovuÅŸturma yapılamayacağı, bu sürenin, zamanaşımı süresini geçmemek koÅŸuluyla ÅŸikayet hakkı olan kiÅŸinin fiili ve failin kim olduÄŸunu bildiÄŸi veya öÄŸrendiÄŸi günden itibaren baÅŸlayacağı” hükmüne yer verildiÄŸi göz önünde bulundurularak, 25.11.2009 tarihli “ödeme taahhütnamesi” adlı belgenin 2. İcra Dairesinin 2009/8568 Esas sayılı dosyasında ilamsız takibe konu edildiÄŸi, buna iliÅŸkin ödeme emrinin katılana 24.02.2010 tarihinde tebliÄŸi ile katılan tarafından öÄŸrenildiÄŸi ve ÅŸikayetin 22.06.2010 tarihinde yapıldığı, 25.11.2009 tarihli “teminat iadesi ve kira sözleÅŸmesi” adlı belgenin ise ilamsız takipte kullanılmayıp, böyle bir belgenin varlığından ilk olarak sanık tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/119 Esas sayılı dava dosyasına sunulan 27.05.2010 tarihli “cevaba cevap” dilekçesinde bahsedildiÄŸi, bu dilekçenin de aynı tarihli duruÅŸmada katılan vekiline tebliÄŸ edildiÄŸi, en aleyhe kabulle öÄŸrenme tarihinin 27.05.2010 tarihi olduÄŸu ve bu belgeye dair ÅŸikayetin de 15.09.2010 tarihinde gerçekleÅŸtirildiÄŸi göz önüne alınmaksızın ÅŸikayet süresinin dolduÄŸundan bahisle düÅŸme kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüÅŸ olduÄŸundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereÄŸince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.01.2017 gününde oybirliÄŸi ile karar verildi.
