Bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.12.2014 tarih ve 2014/6-703 Esas 2014/550 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere bir hüküm bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından; Dairemizin 16.10.2018 tarih 2017/4096 E, 20118/3359 K. sayılı ilamıyla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 12.10.2017 tarihli istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararına konu olan Kocaeli 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.04.2017 tarihli kararının da ortadan kalkacağı gözetilerek; bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi karşısında, CMK’nın 280/2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulması gerekirken bundan zühul ile usule aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu sebepten dolayı CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.